5 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Ey çarh‐ ı dûn n'itdim sana hiç vermedin râhat bana
Güldürmedin önden sona âh mihnetâ vâh mihnetâ
Bendinden âzâd etmedin feryâdıma dâd etmedin
Bir dem beni şâd etmedin âh veyletâ vâh veyletâ
Erişmedi dosta elim Rahmân’a varmadı yolum
Çıkmadı başa menzilim âh gurbetâ vâh gurbetâ
Kârım dürür derd ile gam gitmez başımdan hiç elem
Gülden cüdâ bir bülbülem âh firkatâ vâh firkatâ
Mecnûn-veş âh ideyim Ferhâd-veş vâh ideyim
Bu virdi her gâh ideyim âh hasretâ vâh hasretâ
Varmazsa yolum şeyhime sarmazsa merhem yâreme
Olmazsa çâre derdime âh hayretâ vâh hayretâ
Yanar Niyâzî derd ile hiç kimse yok hâlin bile
Nâlân olup girdi yola âh rıhletâ vâh rıhletâ
Niyâzî Mısrî
Kuddise Sırruh
ÎZÂH
Niyâzî Mısrî Hazretleri, bu nutkunu mürşidi Ümmi Sinân Hazretlerinin hasretiyle îrâd etmişdir. Mürşidinden ayrı düşen dervîş, sudan çıkmış balık gibidir. Mürşidsiz kalmış bir dervîş, doktorsuz ve ilaçsız kalmış bir hastaya benzer. Mürşidinden uzak düşen bir mürîd, ma'şûkundan ayrı düşen bir âşık gibidir. Mürşidinden cüdâ düşen bir dervîş kanadı kırık bir kuş gibidir.