15 Haziran 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Ey dil zen-i dünyânın çün âline aldandın
Pervâne gibi her dem şem'-i ruhuna yandın
Kardaş o yalancının rengine mi boyandın
Va'dine mi dayandın 'ahdine mi inandın
Bilmem sana bu dünyâ bâkî mi kalır sandın
Bu meclis-i fânîde sâkî mi kalır sandın
Dünyâya nazar ertsen bin başlı bir erkamdır
Her başda dehânı bin her lokması âdemdir
Tiryâkı anın semdir her bir demi mâtemdir
Fikreyle bu ma'nâyı fehmeyle ne 'âlemdir
Bilmem sana bu dünyâ bâkî mi kalır sandın
Bu meclis-i fânîde sâkî mi kalır sandın
Mât oldu şahlar kim vaslını gönül özler
Vasfını murâd etsen şerh eyleyemez sözler
Hâk oldu o sîm tenler soldu o siyah gözler
Kanı o kalem kaşlar kanı o güzel yüzler
Bilmem sana bu dünyâ bâkî mi kalır sandın
Bu meclis-i fânîde sâkî mi kalır sandın
'Âkil geçinen cânlar âhir ana aldandı
Dünyâya verüp vârın assı iderem sandı
Sa'y ile göçüp kondu cehd ile binüp indi
'Uryân giricek kabre hasret oduna yandı
Bilmem sana bu dünyâ bâkî mi kalır sandın
Bu meclis-i fânîde sâkî mi kalır sandın
Ey Nûrî uyar cânı sakın ki geçer fırsat
Sel gibi akar ömrün yel gibi ider sür'at
Bin yıl yaşasan âhir gelmez sana bir sâat
Ey göz niçe bir uyku ey dil niçe bir gaflet
Bilmem sana bu dünyâ bâkî mi kalır sandın
Bu meclis-i fânîde sâkî mi kalır sandın
Şeyh Abdülehad Nûrî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî