28 Aralık 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Ey gönül gel sevdâdan eyle hazer
Kalma berzahda eyle anı güzer
Nefsdir sana bil eşedd-i berzah
De "kulillahu sümme nefsike zer"
Açagör gözlerini erkenden
İdegör var cemâl-i Hakk'a nazar
Nice bâzâr-ı Hakk'a râic ola
Hâl-i dil olmasa misâl-i zer
Hakkı Hakk-cû olan olur sâbit
Meyl iden mâsivâya durmaz gezer
İsmail Hakkı Bursevî
Kuddise Sırruh
ÎZÂH
Bu dünyâ sevdâsına tutulanlar, berzahda yani karanlıklarda kalır, vuslata eremez. En büyük berzah da insanın kendi nefsidir. "قُلِ اللّهُ ثُمَّ ذَرْهُمْ فِي خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ" âyetinden ders alan nefsinin oyuncağı olmaz ve nefs berzahından kurtulur.
Gözünü açan Hakk'ı görür zîrâ Niyâzî Mısrî Hazretlerinin "Hakk'dan ayân bir nesne yok gözsüzlere pinhân imiş" dediği gibi Hakk ayândır, Hakk'ı göremeyenler gözünde perde olanlardır. Bunu bi rmisâli de gökte güneş pırıl pırıl parlarken evinin pencerelerini sımsıkı örten kimseye bezner. Ev karanlıksa kabahat perdeleri kapayan ev sâhibinindir. Nefs perdesini yırtanlar tıpkı evin perdesini açınca güneşi görenler gibi Hakk'ı müşâhede ederler.
İnsanın kalbi beytullahdır zîrâ Allah insanın kalbine tecellî eder. İnsanın kıymeti de buradan gelir.
Allah'a tâlib olanlar, Allah yolunda sebât eder, rızâ kapısını beklerler, vuslat yolunu gözlerler, yoldan aslâ dönmezler. Ehl-i dünyâ ise, bir oyuncağı bırakıp diğerini eline alan çocuk gibi oradan oraya savrulur, ömrünü hebâ eder gider.