23 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Ey gönül gûş eyle gel âşıkların güftârını
Nicedir gör dost ile yânıkların bâzârını
Hakk'a âşık olanların sözlerini dinle de aşkullah ile yananların ahvâlini anla.
Dost belâsı sehmine uryân edüp sinelerin
Sonra ol yârelerin istediler dermânını
Hakk'a âşık olanlar Allah'dan gelen belâlara rızâ gösterirler, hoş karşılarlar. Derdlerine dermânı da yine Allah'dan isterler.
Derdini dermân verüpdür yine ol yârelerin
Anın içün arttırır âşıkların efgânını
Âşıkların başına gelen derdler aslında onların derdinin dermânıdır. İşte bu yüzden Allah onların başına daha çok derd gönderir.
Aşk odu şöyle yakupdur cism u cânın anların
Kül edip savurdular cümle vücûd harmânını
Derd ile âh eden âşık aşk ateşiyle öyle bir yanar ki kendini mahv eder, yanıp kül olur. Aşkdan maksad da budur.
Vasl‐ı Hakk’ı isteyen cân u cihânı terk edüp
Aşk meydânında ol dikdi anın dârını
Hakk'a vâsıl olmak için mâsivâyı terk etmek gerek. İnsana kendisi de dâhil olmak üzere mâsivâyı terkettiren aşkdır.
Sâkî‐i bezm‐i elest peymânesin içenleri
Gör ki nice keşfederler sırr‐ı Hakk astârını
Aşkullah şarâbını mürşid-i kâmil elinden içenler, Hakk'ın nice sırlarına vâkıf olurlar.
Bî‐nişânın menzilin kâf‐ı 'ademden izleyüp
Ey Niyâzî böyle bulmuş bulan ol cânânını
Hakk'ı bulanlar insân-ı kâmil vâsıtasıyla bulmuşlardır. Zîrâ yere göğe sığmayan Allah insana tecellî eder. Hakk'ın esmâsı da sıfâtı da insân-ı kâmilden zuhûr eder. Mürşid-i kâmili ancak bilenler bilir, tanımayanlar, bilmeyenler için kâmil mürşid tıpkı ismi var cismi yok kabîlindendir yani kâf-ı 'adem gibidir.
Niyâzî Mısrî
Kuddise Sırruh
NAĞME-İ AŞK