13 Ağustos 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Ey talebkâr-ı Hudâvend-i Kerîm-i Zü'l-'atâ
Sâdıku'l-kavl ü ulüvvü'l-himmet ü 'abdü'r-rızâ
Bir latîfedir gönülden söyleriz tâliblere
Kalb-i mü'min beyt-i Yezdân'dır buyurdu Mustafâ
Gönle gir kim "ve men dahalehû kâne âminâ"
Hakk'ın evidir ana giren emîn olur şehâ
Kibri öldür ki nefs kaydını bırakup varasın
Anda hakkânî hemîşe fikr edesin dâimâ
Dünyevî ya uhrevî efkârı gelse eyle revâ
Mâsivâdır fikr-i Hakk'dan gayrı hep ey müctebâ
Varlığı Hakk'a ver varlık Hakk'ın olsun hemîn
Pes çık aradan hemân kalsın Yaradan mutlakâ
Hakk'ı var kendini yok fikr et anda ol mukîm
Bu teveccühden gönül oğlu doğar mutlakâ
Bil ki dildir câna cânân hep büt-i tersâ-beçe
Sâhib-i şevk-i kerâmet zevk ü şevk ey pür-safâ
Tâlibâ kâmil gerekdir ki âşık-ı serbâz ola
Mahv ede öz varlığın tâ kim göre Hakk'dan likâ
"Küllü şey'in hâlikün illâ vecheh" buyurdu Hakk
Yok durur gayrın vücûdu gözün aç gör ey fenâ
Hakk ile vuslat dilersen varlığın eyle fenâ
Kendiliksiz vâsıl oldu hep enbiyâ vü evliyâ
Senlikdir sana perde aradan kaldır seni
Senliğin gitse bulurdun derdine Hakk'dan devâ
Lâ-mekânî-veş bu uslûb üzre gönlün bekleye
Fânî olur kendözünden Hakk ile bulur bekâ