17 Ocak 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Ey tâlib-i Mevlâ olan
Kulluk yolun gütmek gerek
Ey matlabı a'lâ olan
Ednâyı terk etmek gerek
Hakk'ın rızâsına tâlib olan kişinin Hakk'a kullukda dâim olması gerekir. Kulluk ibâdetlerden ibâret değildir. Kulluk, her işde Hakk'ın bütün emirlerine uymak, bütün yasaklarından kaçınmak, emir ve yasaklar hâricindeki bütün işlerde de Hakk'ın rızâsına uygun hareket etmek demekdir. Hakk rızâsı öyle yüksek bir mertebedir ki, bu yüksek mertebeye ancak düşük işleri terkedenler erişebilir. Günâhlarla, lağviyyatla, dedikoduyla, mâlâyani ile ve fuzûlî meşgalelerle vaktini geçiren bir kimse, Allah'ın hoşnûdluğunu kazanamaz. Hakk'ın rızâsı Hakk'a lâyık olan sâlih amellerdedir.
Gâlib olup hubb-i vatan
Vahdet diyârına giden
Sığmaz oraya cân ü ten
Sırr ile seyr etmek gerek
Hakk rızâsından da öte bir makâm vardır ki bu da Hakk'a vuslatdır. İnsân, Hakk'dan geldiği için, hep Hakk'ı özler, Hakk'ı ister. Bu kesret âlemine gelerek Hakk'dan ayrı düşen insan, tıpkı vatanından uzak düşen bir garîb gibi geldiği yeri özler. Ne var ki, insanın vatan-ı aslîsine dönüşü, toprakdan yaradılmış olan bedeniyle olamaz, hattâ rûh-i insânî ile de olamaz. Bu yolculuk ancak rûh-i sırr ile olur.
Mevlâ nazar etse kula
Tevfîk ede doğru yola
Her kim ki maksûdun bula
Şükrün anın etmek gerek
Gerek Hakk rızâsı, gerek vuslat-ı ilâhî, sırf kulun gayreti ile olamaz, muhakkak Allah'ın inâyeti lâzımdır. Allah kuluna tâlib olmadıkça kul Allah'a tâlib olamaz. Allah kulunu kendisine cezbetmedikçe, vuslatını nasîb etmedikçe, kul Hakk'a vuslat bulamaz. Bu yüzden Hakk'a tâlib olanlar, "İlâhî ente maksûdî ve rızâke matlûbî" niyâzını vird edinmişler ve gece gündüz hep "Allahım, tek isteğim senin rızân, tek arzum da sana kavuşmakdır" diye ağlaya ağlaya Hakk'a yalvarmışlardır. Hakk'ın inâyetine nâil olarak bu yüce makâmlara erişenlere düşün vazîfe de bu büyük ni'metlerin şükrünü edâ etmekdir. "Her ni'metin şükrü kendi cinsindendir" kâidesince, rızâ makâmına erenlerin şükrü, âsîlerin ıslâhı için yani onların da rızâ-yı ilâhîyi tahsîl edebilmeleri için çalışmak, vuslata erişenlerin şükrü ise, isti'dâdı olanları vuslata eriştirmek için gayret etmekdir.
Azîz Mahmûd Hüdâyî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî