23 Şubat 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
NA'T-I ŞERÎF
Eyâ 'izzin kemâlâtın bekâ buldu Habîballah
Bi-hamdillah seni kıldı kamu derde tabîb Allah
Dedi Hakk şânına "levlâk" senin'çün halk olup eflâk
Semâvât 'arş u kürsî hâk ü berr ü bahr ü şems ü mâh
Ne varsa iki cihânda sana eyledi Hakk bende
Ki cümle eşref 'âlemde ki sensin makbûl-i dergâh
Sana gönderdi Bârî zât dediler ana İhlâs ad
Anın birliğini isbât edüp dedin "kul hüvalah"
'Âşıkların kılarlar yâd edinüp ismini evrâd
Okurlar ismini Ahmed Muhammed ibni 'Abdullah
Eyâ cevherlerin kânı za'îfler derdi dermânı
Nice medh eyleyem seni ki meddâhın ola Allah
Dedi medh eyleyüp ol Hakk sana çün "ve'd-duhâ" mutlak
Buna kâdir dilim ancak ki haksın yâ Resûlallah
Ki sensin dîni derc eden salâtı farz u borç eden
Semâvâta 'urûc eden tutup rabbına 'azm-i râh
Çün ol Hakk'a yakîn oldun selâm verüp selâm aldın
Ki doksân bin kelâm kıldın cevâbından olup âgâh
Erişdin "kâbe kavseyn"e diledin ümmetin yine
Pes andan oldun "ev ednâ" ki hoş buldun "bekâbillah"
Sana Allah habîbim der ki bu ahkâmını var sür
Beni kullarıma bildir benem kamuya secde-gâh
Oluban yol kulavuzu koyup doğru yola bizi
Dedin mağbûn eder sizi kılın bu dünyâdan ikrâh
Dedin bir ağulu baldır buna parmak banan dâlldir
Hakk'ın zikri ulu yoldur dilinizden koman her gâh
Ebûbekir 'Ömer 'Osmân şerî'at mülkine sultân
Velâkin ol 'Alî arslan olup her sırrına hem-râh
Velâyet sâhibi Hayder kerâmet bahrıdır yek-ser
Hakîkat sırrına esrâr anı kıldın hoş 'âlî-râh
Hatîce mahremin oldu Fâtıma kadrini bildi
Nisâlara şefî' oldu ey yüzü gül ü alnı mâh
Alup dizinde birini öpüp gözünde birini
Demişdin "kurretü'l-'aynî" Hasan ile Hüseyin şâh
Gâzîler bile yanında gelüp Kerbelâ çölünde
Şehâdet buluban anda bekâya tutdular çün râh
Firâkı bağrımı dağlar gönül arzû kılup çağlar
Anın hulkun beyân eyler kimine şerh edüp şerrâh
Götür bu gafleti gözden şefâ'at umaram sizden
Kamu ahbâbına bizden selâm olsun senin ey Şâh
'Acâib ehl-i zünnâram elinden nefsimin zâram
Ki dergâha nice varam meğer seni kılam penâh
Buyurdun bir lisânında hadîs-i kudsî içinde
Kılarsa tevbe kim bunda kılar anı mu'âf Allah
Ki ben bana zulüm kıldım ne işledim ise bildim
Tapuna yalvaru geldim gözüm ağlar yüzüm siyâh
Şu gözler kim seni gözler şu diller kim seni diller
Yoluna terk-i cân eyler ne mâl u mülk ü 'izz ü câh
Gönül veren o sultâna ne kılsın bâş ile câna
Kabûl olursa kurbâna Sinân Ümmî olur vallah
Hudâyâ dilerem senden kerem kıl lutf u ihsândan
Alıcak cânımı tenden ana kurbân de yâ Allah
Elmalılı Sinân Ümmî
Kuddise Sırruh