8 Kasım 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Eylesin Allâh çok tahiyyâtı
Ana kim verdi ilm‐i gâyâtı
Gizli sultândır sırr‐ı Sübhân'dır
Mürşid‐i cândır hep makâlâtı
Kutb‐i halâyık bahr‐i hakâık
Ferd‐i câmi'dir hep makâmâtı
Nokta‐i kübrâ göremez a’mâ
Gizlidir zîrâ cümleden zâtı
Kalbini Keşşâf eylemiş şeffâf
Görünür anda hep beriyyâtı
Arayıp bulan kulluğun kılan
Telkînin alan buldu hâlâtı
Ey nice cânlar yânını bekler
Bulmadık derler bunda lezzâtı
Neylesin ta’lîm olamaz teslîm
Ya nice bulsun ol kemâlâtı
Mâyenin zevkin alamaz şol kim
Şeyhi hak bilmez yok riâyâtı
Şehri Elmalı cânda bulmalı
Ümmî Sinân'dır şöhret‐i zâtı
Hubbu cânımda sırrı zâtımda
Savar üstümden her beliyyâtı
Şeyhini hak bil ey Niyâzî kim
Pîr yüzündendir Hakk hidâyâtı
ÎZÂH
Niyâzî Mısrî Hazretlerinin, mürşid-i âlîleri Elmalılı Ümmî Sinân Hazretleri hakkında îrâd etdiği bu nutk-i şerîf, seyr u sülûk eden cümle dervîşâna bir ders mâhiyetindedir. Bir mürşid-i kâmilin elini tutan kişi, ona sımsıkı yapışır, onun sözünden çıkmaz, ona hürmet ve ta'zîmde kusûr etmez ve Allah rızâsı için onun hizmetine devâm ederse, mürşidinin feyzinden istifâde ederek maksada süratle vâsıl olur. Aksi takdirde, dizinin dibinde bile otursa, ondan bir feyz alamayıp kemâl bulamayacak ve maksada erişemez.