Ezân-ı Muhammedîye Hürmetkâr Ol

7 Eylül 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Ezan
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Meşhûr Abbâsî halîfesi Hârûn Reşîd'in hanımı Zübeyde Hâtûn, o kadar zâhid bir kadın ki, kendisine  zümrüdlerle, yâkûtlarla, zebercedlerle süslü paha biçilmez bir Kur`ân-ı Kerîm hediye etmişler. Şöyle açmış bir bakmış, şu âyet-i kerîme çıkmış : "لَن تَنَالُواْ الْبِرَّ حَتَّى تُنفِقُواْ مِمَّا تُحِبُّونَ len tenâlül birre hattâ tunfikû mimmâ tuhibbûn". Zübeyde Hâtûn, "Sevdiğinizi vermedikçe sevdiğinize nâil olamazsınız" ma'nâsına gelen bu âyeti görünce karşısında duran câriyeye "Mâdem ki sevdiğimize nâil olmak için sevdiğimizi vermek lâzımmış, öyleyse al bu mushafı sana hediye ediyorum, çünkü ben bunu çok sevdim" diyerek o paha biçilmez Kur`ân-ı Kerîm'i kölesine hediye etmişdir.
Zübeyde Hâtûn, Ka'betullah'a su getiren kadındır. Bu yüzden Ka`be'nin sularına "Ayn-ı Zübeyde" denilmişdir. Zübeyde Hâtûn'u öldükden sonra rüyâda görmüşler. "Allah sana ne muamele etti?" diye sormuşlar. "Affoldum ve cennete dâhil oldum" demiş. "Elbette cennete girersin çünkü sen Ka`be'ye, huccâc-ı müslimîne su getirdin" demişler. "Hayır, ondan dolayı girmedim. Cenâb-ı Hakk, 'Ka`be'ye su getirmek için harcadığın parada milletin hakkı vardı fakat bir gece sarayda çalgı çalınırken ezan okunmaya başladı. Sen ezana hürmeten hemen emir verip çalgıyı susturdun. İşte seni bu sebeble affettim' buyurdu" demiş. 
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Var sen kıyâs eyle. Ezân-ı Muhammedî okunurken radyonu, televizyonunu açma. Edeb lâzımdır. Ezânı Allah da dinlemekdedir. Sen ezândan bıkdınsa, ezân giderse yerine çan gelir, çan giderse yerine kamçı gelir, sopa gelir. Onun için, ezândan yani Allah'ın vahdâniyyetini ve Resûlullah'ın nübüvvetini i'lân eyleyen, insanları felâha ve necâta da'vet eden, Allah'ın da'vetnâmesinden hoşnûd ol ve çalgını edeben kapa.
Seyyidü't-tâife Cüneyd-i Bağdâdî kaddesallahu sırrahu'l-âlî Hazretleri diyor ki : "Bağdâd şehrinin çalgıları ezân okunurken durmadı. Bu yüzden Allah Bağdâd'a Cengiz âfetini gönderdi. Cengiz geldi ve Bağdâd şehrini yakdı, yıkdı, başdan aşağı tahrîb eyledi. Çünkü Bağdâd halkı ezâna hürmeti bırakmışlardı, ezân okunurken çalgılarını çalmaya devâm ediyorlardı. Allah kavm-i Nûh'a sel gönderdi, kavm-i Muhammed'e ateş gönderdi"
Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Vaktiyle Antep'de bir ayakkabı tamircisi varmış. Bu zât, zâhirde fakîr hakîkatde sultân imiş. Ezân okunmaya başlayınca, ezâna hürmeten elindeki işi olduğu gibi bırakırmış. Bir gün her fânî gibi onun daömür sermâyesi dolmuş. Tabuta koymuşlar, omuzlar üstünde götürürlerken yolda ezân okunmaya başlamış. Ezân duyulur duyulmaz, tabut öyle bir ağırlaşmış ki taşıyanlar oldukları yere mıhlanmışlar, ezan bitene kadar bir adım bile atmaya kâdir olamamışlar. Ezân bitmiş, tabut hafiflemiş, kuş gibi olmuş.
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön