18 Kasım 2015 tarihinde yayınlanmıştır.
Bu yazıda Fahreddin Efendi Hazretleri hakkında yazılan nutuklar ve irtihâline düşürülen tarihleri bir araya getirmeye gayret edeceğiz. Önce irtihâli hakkındaki târih manzûmeleri ile başlayalım.
Halefi Muzaffer Efendi Hazretlerinin îrâd buyurdukları târih beyti :
Hû hû deyüp basdı kadem
Makâm-ı Firdevs-i a'lâda civâr-ı Mustafâ
1386
Bursa’da Niyâzî Mısrî Âsitânesi Postnişîni M. Şemseddin Efendi'nin oğlu ve halîfesi Şeyh Fehâmeddin Efendi'nin Fahreddin Efendi’nin irtihâline yazmış oldukları neşîde-i târihiyye :
Hazret-i Nûreddîn-i Hünkâr dergehinde leyl ü nehâr
Muhibb ü dervîşâna iderdi ta‘lim-i tevhîd ü ezkâr
Kalbinde çâker-i hubb-i âl muîni olur İbn-i Kerrâr
Safha-yı sadrında ile ider âyin okunur na't-ı Nebiyy-i Muhtâr
Usûl-i devrânda bî-nazîr eylemiş bu yolda iştihâr
Tarîkının âdâb ü erkânında yegâne idi ideriz ikrâr
Büyük ceddine mücâvir oldu pîriyle bahtiyâr
Izdırâb-ı dünyâya tahammül kıldı emr-i Celîl’e intizâr
Çıktı dört er dediler târîh-i fevtinde vardır esrâr
Şeyh Fahreddîn-i Cerrâhî eyledi bekâyı ihtiyâr
1390-4= 386 Sene-i Hicrî
Aynı zâtın söylediği diğer târih :
"Mâte Şeyh-i Türkî" oldu vefâtını târih
1386
Halefi Muzaffer Efendi Hazretlerinin nutk-i şerîfidir :
Benim şeyhim Fahri'dir
Âşıkların fahridir
İlm-i ledün bahridir
Halvetî cevheriyiz
Cerrâhî gevheriyiz
Şeyhim elimden tuttu
Beni Hakk'a iletti
Gördüğüm bana yetti
Halvetî cevheriyiz
Cerrâhî gevheriyiz
Kurbân ona cânımız
Arşa vardı şânımız
Nûr doldu her yânımız
Halvetî cevheriyiz
Cerrâhî gevheriyiz
Devrânı pek hoş olur
Giren sanki kuş olur
Zikr ile serhoş olur
Halvetî cevheriyiz
Cerrâhî gevheriyiz
Dervîşleri gâzîdir
Hak onlardan râzıdır
Aşkî'nin niyâzıdır
Halvetî cevheriyiz
Cerrâhî gevheriyiz
Bendegânından Sefer Efendi'nin nutkudur :
Gavs-ı a‘zam Pîr Nûreddîn-i Cerrâhî
Hazret-i Fahreddîn kim Fahrü’l-asfiyâ
Âsitân-ı Pîr’de on sekizinci postnişîn
Cismi ile rûhuna zikrullâh idi gıdâ
Şânına lâyık söz söylemek ne mümkün
Sâhibü’n-neseb cedd-i pâki Mustafâ
Hayy ism-i şerîfi ebcedle on sekizdir
Zikr-i Hakk’ın neşrinde çok çekdi cefâ
Tekyeler yıkılırken o yaptırırdı dergâhı
Derdi pîrimin yolunda nice bin cânım fedâ
Ahlâk-ı Resûl ile tarîkın tecdîd eyledi
Meşrebinde sâbit-kadem ilm-i ledünne âşinâ
Halvet-meşreb şeyhim vâris-i Âl-i Nebî
Eylerdi telkîn-i esmâ tâlibân-ı âşıka
Yedi sene evvel yaptırınca kabrini
Halvetgâh-ı ma‘nevîmdir dedi ad koydu "cennet oda"
Bir dahî kaldırmadı kabri üstünden seccâdeyi
Mi‘râc-ı Nebî hakdır Tûr-ı Sînâ sanki cennet oda
Rûhuna cismi kabir kabri üstünde cismi
Dört kere yedi esmâ "kâbe kavseyni ev ednâ"
Ağla Muhibbî ağla efendindir Fahrü’l-asfiyâ
Üçyüz seksen altıda göçtü cennet odaya
Koçana Dergâhında Şeyh Ahmed Efendi'nin bir beyti :
Aç gözünü Hak ile bak sâlik-i râh-ı Hudâ
Bu tarîkda pîşüvâdır Hazret-i Fahri Baba
Devrin şâirlerinden hicivleri ile meşhur İsmet Beyefendi’nin Fahreddin Efendi Hazretlerini kasdederek “Efendimiz” diye yazıp gazete ve mecmualarda neşrettiği nutkun makta‘ıdır :
Ey zebân-ı pîrimiz fahr-ı Fahrimiz
Sırr-ı ma‘rifetde ma‘nâ bahrimiz
Hazret-i Fahreddîn Kevser sâkîmiz
Gönlümüz o nûrun mübtelâsıdır
Fahreddin Efendi Hazretlerinin bendegânından meşhûr şâir Hüseyin Sîret Bey'in Hazret-i Pîr Efendimiz ve mürşid-i azîzi Fahreddin Efendi Hazretleri hakkında îrâd ettiği şiirdir :
Pîr Nûreddîn-i Cerrâhî âlî-himmetin
Âsitânı menba‘-i feyz-i muallâdır bize
Öyle bir devletli sultan-ı velâyet kim ânın
Dergehinde bende olmak lutf-i Mevlâ’dır bize
Öyle bir mihr-i saâdet kim cenâh-ı re’feti
Başımızda nûr-ı Hakk’dan tâc-ı vâlâdır bize
Yâ veliyallâh sensin çeşme-sâr-ı ma‘rifet
Katre-i feyzin tükenmez bahr-i ma‘nâdır bize
Müddet-i ömr-i şerîfinle zuhûrun bildiren
Ârif-i billah Şernûbî-i dânâdır bize
Bâb-ı Pîr'e rehberim bir zât-ı mahmûdü’l-hısâl
Lutf-vâr olsun ki dâim yâr-ı evfâdır bize
Mürşidim bir bedr-i kâmildir ki fahrü’l-asfiyâ
Kalb-i pâki mazhar-ı nûr-i tecellâdır bize
Dest-i Fahreddîn’i tuttum destgîrim oldu Pîr
Tengnâ-yı gamda Sîret neş’e-bahşâdır bize