23 Şubat 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Fâtih Sultân Mehmed Hân, diğer pek çok meziyeti yanısıra, ilme ve ulemâya verdiği değer sebebiyle de, dost-düşman herkesin takdîrini kazanmış büyük bir şahsiyyetdir. Üstelik kendisi de âlim sayılır. Çok iyi bir tahsîl görmüşdür, pek çok ilme hâkimdir, pek çok lisâna da âşinâdır. Belki de ilme ve âlime bu kadar çok kıymet veren başka bir pâdişah ya da devlet adamı gelmemişdir. Öyle ki, kendisi bizzat ulemânın ilmî sohbetlerine iştirâk eder, ilmî münazaralar, mübâheseler tertîb eder, hattâ farklı görüşleri çarpıştırmak üzere kitâblar, risâleler yazdırırdı. İbn Rüşd ile İmâm-ı Gazâlî arasında cereyân eden ilmî münâkaşanın tahlîli husûsunda Hocazâde'ye yazdırdığı eser bunun en çarpıcı misâllerinden biridir.
Sultan Fâtih, İstanbul'un fethinden sonra burasını bir ilim merkezi yapmayı kafasına koymuş, here tarafdan âlimleri pâyitahta celb etmiş, onlara geniş imkanlar vermiş, pek çok mektebler, medreseler yaptırmış, kitâblar yazdırmışdır. Bâhusûs kendi ismiyle anılan külliyeyi, içinde her türlü ilmin okutulduğu büyük bir üniversite hüviyetine büründürmüşdür. Burada yalnız dînî ilimler değil, edebiyat, felsefe, tıp, mühendislik hepsi okutulmuşdur.
Fâtih, âlimlere, ilim müesseselerine ve talebelere çok cömert davranmışdır. Onun bu cömertliğine şaşıran, hatta itiraz edenler de olmuşdur. Vezirlerinden biri, "Pâdişahım, siz bu talebelere bu kadar para sarf ediyorsunuz ama bunların arasından sizin istediğiniz gibi âlim ancak onda bir çıkar" deyince, "ben yüzde bire de râzıyım" demişdir. Fâtih'in âlimlere tahsîs etdiği maaş hakikaten çok yüksekdir. Bugüne göre îzâh edersek, bir profesöre verilen maaş, asgari ücretin yirmi, otuz hattâ kırk katına ulaşır. Hatta Ali Kuşçu gibi büyük âlimlere çok daha yüksek ücretler tahsîs etmişdir.
Fâtih devri ulemâsı arasında pek güzîde insanlar vardır. En başda Fâtih'in hocası Molla Gürânî gelir. Molla Husrev de çok büyük âlimdir, kendisine zamânın Ebû Hanîfe'si denilmişdir. Hızır Bey, oğlu Sinan Paşa, Horasan'dan gelmiş olan Ali Tûsî, Semerkandlı meşhûr allâme Ali Kuşçu, Hocazâde Muslihiddin Mustafa ve Hacı Bayram Velî'nin halîfesi, aynı zamanda büyük bir âlim olan Akşemseddin Hazretleri hep o devrin mümtâz âlimlerindendir.
Fâtih'in ilme ve âlimlere ne kadar değer verdiğini anlatmakla bitiremeyiz. Ancak bir kaç kaynak gösterelim ki meraklılar oralardan bakıp daha derin bilgi sâhibi olsunlar.
- Osmanlı Türklerinde İlim - Adnan Adıvar - İstanbul 1943
- Fâtih Devrinde İlim ve O Devirde Yetişen İlim Adamları - Mustafa Runyun/Osman Keskioğlu - Ankara 1953
- eş-Şakâiku'n-Numaniyye - Taşköprülüzâde Ahmed Efendi
Ayrıca Süheyl Ünver'in Fâtih Devri hakkındaki tetkiklerinde de çokça malûmat vardır. Süheyl Bey'in makâleleri İBB tarafından İstanbul Risâleleri başlığı altında 1995 senesinde yayınlanmışdır.
Elden kaçırma aslâ kalbe hayat ilimdir
Düşme sakın cehle sen insan için ölümdür