16 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Fenâlığı terk et! Fenâlığın nihâyeti âh u zârdır, evveli tatlı da olsa nihâyeti acıdır. Ya frengi olursun, ya kanser yâhud bir belâya mübtelâ olursun ki etibbâ elini senden çeker. Yâhud kendi düşmanını kendi belinde dol aştırırsın, haberin bile olmaz. Yılanını sen beslersin.
Bırak bunları! Gayret kuşağını beline dola, Allah'a kulluk et! Zarar etmeyeceksin. Allah'a kul olan iki cihâna sultân olur.
Mutmainneye er, Hakk'ın "irci'î" emrini bu âlemde işit, burada işit. Burada görmeyen orada göremez. Burada işitmeyen orada işitemez. Burada bulacaksın. Burası âhiretin tarlası, burada ekmeyen orada biçemezi burada ekeceksin. Hiç arpa eken ısırgan biçer mi? Ya ısırgan eken buğday biçer mi? Soruyorum. Ne ekersen onu biçersin.
Hakk'a rücû' et, dön Allah'a. Bunun evveli de tövbeyle başlar. İbâdet ve tâatına bak, tövbe istiğfâr et.
Kötülük yapma! Katiyyen yapma! İyilik yapamıyorsan hiç olmazsa kötülük yapma. İyilik yap, yapamıyorsan, kötülük yapma hiç olmazsa. Kötülere de mâni' ol. Kötülerle ahbâblık yapma. Kötülerin kötülüğüne râzı olma. Lisânla söylemiyorsan kalble buğz et. Ed'af-ı îmândır ama gene bir mertebedir.