9 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Bunu meşhûr komedyenlerden biri anlatmışdı, kendi hikâyesiymiş. Lisedeyken ikide birde "Ben Ferrari alacağım" diyormuş. Bir gün babası "Ne yapacaksın oğlum Ferrari'yi" deyince, "Bineceğim işte, ne yapacağım" demiş. Adam, "İyi ama demiş, bu yollarda Ferrari'yle basamazsın, neyine yarayacak Ferrari?" demiş. Çocuk durmuş, cevap verememiş. Babası sormuş, "Yoksa Ferrari'si olmayan birine hava mı atacaksın? Niye atacaksın, ayıp değil mi?" demiş. Çocuk buna da cevap verememiş. "Peki" demiş adam, "Ferrari'si olan birine mi hava atacaksın? Onun zâten var". Tabii buna da cevap vermek mümkün değil. Babası devâm etmiş, "Peki" demiş "parası olmayıp Ferrari almayan birine mi hava atacaksın? O senden daha akıllı biri belli ki". Çocuğun aklı başına gelmiş.
Ne büyük bir ders! Siz bunu başka şeylere de teşmil edebilirsiniz. Lüzumsuz olan her şeye, ihtiyaç duymadığımız ama desinler diye, görsünler diye edinmeye çalışdığımız her şeye. Yine markası sebebiyle fâhiş fiyatlara satılan her şeye yâhud bulunduğu semt sebebiyle kat kat fazla fiyat biçilen evlere, yazlıklara. Kezâ markası sebebiyle fâhiş fiyatlara satılan giyeceklere, takılara, çantalara, saatlere, cep telefonlarına ve sâir şeylere.
Ferrari yâhud ona benzer bir şeyi almak lüzumsuz onu anladık. Ahlâkî de değil, o da açık. Aynı zamanda akılsızca bir iş, onu da biliyoruz. Fakat bunlardan başka bir husûs daha var. Böyle pahalı bir şeyi almak kolay değil, büyük çaba ve vakit harcamak lâzım. Peki bu harcanan zamana yazık değil mi? Emeğimize yazık değil mi? Ömrümüzün her ânı paha biçilmez kıymetde, niçin onu lüzumsuz şeyler için harcayalım. Dahası böyle bir şey için yapacağımız mücâdele, bize yalnız zaman kaybettirmez, başka şeyler de kaybettirir. Meselâ dürüstlükden taviz verebilir insan, doğrulukdan sapabilir. Yalan söyleyebilir, aldatabilir, daha pek çok kötü şey yapabilir, maksadına ulaşabilmek için.