Firavun Kur`ân'da Niçin Çok Zikredilmişdir?

18 Nisan 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Zaman zaman sizleri tefekküre sevketmek için bazı sorular soruyoruz...Bu maksadla sorduğumuz son soru ve cevap şıkları şöyle idi :
Firavun, Kur`ân'da niçin bu kadar çok (74 defa) zikredilmişdir?... 
a) Meşhûr olduğu için  
b) İbretlik olduğu için 
c) Sembol olduğu için
Nedense ezici bir çoğunluk b şıkkını işâretlemiş...Elbette Firavun kıssasında büyük ibretler vardır ama Kur`ân'da daha nice ibretli kıssalar vardır ki bu kadar çok zikredilmemişdir...İlk şıkda da benzer şekilde hakîkat payı olmakla berâber onu da a aynı sebebden eleyebiliriz...Bizim gâyemiz, Firavun ile ilgili hâdiselerin diğer birçok ibretlik kıssalara göre çok daha fazla âyet-i kerîmede zikredilmesinin hikmetine dikkat çekmek idi... 

Firavun'un bir sembol olması meselesine gelince...

Kur`ân'da zikredilen Firavun, Hazret-i Mûsâ ile mücâdele eden Mısır hükümdârına işâret etmekle berâber o hükümdârın özel adı değildir, Eski Mısır hükümdârlarının ortak ünvânıdır...Eğer Cenâb-ı Hakk, o hükümdârı özel ismi ile zikretseydi, o zaman bunun bir sembol olduğunu düşünmeyebilirdik...
Âriflerin ve muhakkiklerin bildirdiğine göre, Firavun, nefs-i emmârenin sembolüdür...Nefs-i emmârenin kibir, gadab, hased, hubb-i dünyâ gibi bütün sıfatlarını kendisinde toplaması bunu çok açık şekilde göstermekdedir...Nefs-i emmârenin insanı götürebileceği en son merhale, ulûhiyyet iddiâsıdır ki Firavun bunu da yapmışdır...Dikkat edilirse, dünyâ üstündeki insanların büyük bir çoğunluğu dün de bugün de nefs-i emmâre seviyesindedir...İnsanların sıfat ve fiillerinden bunu anlamak çok kolaydır...İşte Firavun'un Kur`ân'da çok zikredilmesinin bir hikmeti budur...

Yine âriflerin beyânına göre, Firavun, aynı zamanda, zulmün de sembolüdür...Zulüm önce kendi nefsine zulmetmekle başlar...Hakk'ı tanımayan kişi, yegâne ibâdete lâyık olan Allah'a tâbi' olmayıp da nefsine tâbi' olunca Kur'ân'daki ifâde ile "أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ " yani hevâsını ilâh edinince başda kendisine zulmettiği gibi, mahlûkâta da derece derece zulmeder...Bu gibilerin eline güç geçerse, bütün dünyâya bile zulmeder, ilâhlıklarını ilân ederler...Târihde birçok örnekleri vardır...Firavun gibi olmak için illâ pâdişah, kral, devlet başkanı olmak gerektiği zannedilmesin...Çoğu zaman küçük bir idâreci hattâ âile reisi bile kendi çapında bir Firavun olabilir...

Diğer tarafdan, Cenâb-ı Hakk'ın Kur`ân'da diğer zâlimleri açıkça zikretmeyip sâdece îmâ ile işâret etmesi buna mukâbil Firavun'u çokça zikretmesinin de gizli bir hikmeti vardır...Mürşid-i azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri bu sırrı şöyle beyân etmişlerdi :
Firavun'un ulûhiyyet davâsına kalkışmasına rağmen Allah'ın onu Kur'ân'da çok yerde zikretmesi ve hemen helâk etmemesi, Firavun'u son derece cömert olması sebebiyledir...Allah cömertliği sever, münkir ve zâlim dahî olsa cömertleri hemen helâk etmez, onlara mühlet verir...
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön