Fukarâya Yardım Ediniz ki Nârınız Nûr Olsun

23 Ocak 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Nasihat

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, yine böyle hayat pahalılığının alıp başını gitdiği günlerde, kış ortasına tesâdüf eden bir hutbelerinde, buyurdular ki :

İbâdallah! Biliyorsunuz çok pahalılık var, bir çok müslümanlar çok müzâyakada, müzâyaka içerisinde, kiminin odunu, kiminin kömürü yok. Yani ehl-i mürüvvete hitâb ediyorum burada. Biz teblîğ ederiz, zorlan bir kimseye şunu ver demeyiz. Düşün ve taşın, bak, mahallende, etrâfında, civârında olan fukarâ-yı müslîmine. Her isteyen fukarâ değildir, isteyen fukarâ olmaz. İstemesini bildi mi mesele kalmadı. İsteyeni boş çevirme ama isteyen fukarâ değildir. Ama sen böyle terâzinden, eleğinden geçir. Allah rızâsını kul rızâsında bulabilirsin yani kulun rızâsında. Çünkü Allah kıyâmet gününde öyle diyecek, "Ben hastaydım, beni gelip yoklamadın", "Ben açdım doyurmadın" diye soracak. "Aman yâ Rabbi, sen yemez içmezsin". "Filanca kulum açdı, onu doyursaydın beni doyurmuş gibi olacakdın". Onun için bak, mahallende, etrâfında, civârında olan fukarâ-yı müslimîne. Onların odunlarını, kömürlerini, yâhud ayaklarında ayakkabılar yok, ayakkabısı yok çıplak. 
Bak düşünün müslümanlar! Şu pencereyi açsak şöyle, iki pencereyi, şurda bir saat otursak, çoğumuz nezle olacağız yâhud hastalığa tutulacağız, değil mi? Bir çok müslüman var, penceresinin camı yok. Her şey pahalı, kâdir olamıyorlar. Ben kasaba gitdim, ayıpdır söylemesi, söylemeye utanıyorum, et alacakdım, bir çocuk gelmiş, yalınayak ayağında takunyalarla böyle, bu kadar takunya giymiş ayağına, ufak bir çocuk, dokuz yaşında filan var, yüz gram kıyma istedi kasabdan. Kasaba ben işâret etdim, affedersiniz, biraz fazla ver diye, kendimi göstermedim. Yani cömertliğimi söylemiyorum, affedersin. Verdim gitdi. Bir de bakdım annesi tutmuş kolundan kasaba geldi, "Biz yüz gram kıyma istemişdik, bu eti kim verdi buna, çaldı mı bu?" diye filan. Kendimi de bildirmek istemedim kadına, dedim ki, "Hanım, burda bir bey vardı" dedim, "o" dedim, "bu kızcağıza fazla et aldı" dedim. "Gitdi o bey" dedim. "Haa, öyleyse mesele yok, Allah razı olsun ondan" dedi, gitdi. 
Onun için, bakın mahallenizde garîblere, yoksullara, bakmazsan mesûl olursun. Ey zengin! Sen veznedarsın, vekilharçsın. Fukarâ Allah'ın ayâlidir. Bir metelik, verdiğin bir zerre dahi, vallahi ve billahi zâyi olmayacakdır. İster fenâlık, ister iyilik. "فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُۜ وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ fe men ya'mel miskâle zerretin hayren yerah. ve men ya'mel miskâle zerretin şerran yerah".

Yalnız fukarâ-yı müslimîne mahsûs değil. Allah Rabbü'l-âlemîndir, Allah'ın kullarından, donlu-donsuz, dînli-dînsiz, fukarâ mı, aç mı, doyuracaksın. Ama mü'min senin kardeşindir. "اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ inneme'l-mü'minûne ihvetün", Allah Kur`ân'da öyle ilân etmiş. Birisi tîn kardeşin, birisi dîn kardeşindir.  
Onun için ehl-i mürüvvete hitâb ediyorum. Cebindeki para, kasandaki yani bankadaki koyduğun para senin olmasını istiyorsan eğer, defterde kalmasın iş, Hakk yoluna verirsen bir mikdârını, zekâtına mahsûben filan, neyse artık senin mürüvvetine kalmış bir iş, mutlaka önünde göreceksin. Yalınayak yavruları görüyoruz, ayağına bir çift ayakkabı giydiriver oğlum, gece gidiyorsun, fenâlıklarda binlerce lira harcıyorsun. Gecede binlerce lira harcayanlar var, bir gecede. Bir yetîmin ayağını giydirmez. Düşünmüyor ki, kendi geberecek, oğlu yetîm kalacak, kızı yetîm kalacak, elâlemin eline kalacak. 
Bunu zevâidden söyledim böyle. Hava soğuk. Kömürü olmayanlara kömür, odunu olmayanlara odun, biraz böyle bir şeyler, yardım ediniz. Nârdan ateşinizi eksik edin ve nârı söndürünüz. Nârınızı, gideceğiniz makâmı söndürün de İbrâhim aleyhisselâm gibi nârınız nûr olsun. 
Sahîlerin vardır âlî himmeti
Başlarında sehâvetin devleti
Sahîye âşıkdır Hakk'ın rahmeti
Sahîlerdir açan bâb-ı cinânı

Sevilmez bahîlin bir harekâtı
Yetimlere vermez mâlın zekâtı
Fakîre miskîne yok merhameti
Tutmuşdur tarîk-ı bâb-ı nîrânı

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön