Fukaraya Yardımı Gizlice Yap Sakın Başına Kakma!

1 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Minnet
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bazı adam var, zekât vereceği zaman "Aldın kabûl ettin mi?" diye soruyor, fukarâ "Ettim" dese de tekrar tekrar "Aldın kabûl ettin mi? Aldın kabûl ettin mi?" diye sorup duruyor. Hay başında patlasın senin vereceğin zekât! Sağ elin verdiği vakit sol elin duymayacak, bırak hâricden bir kimsenin duymasını! Meğer ki halkı teşvîk ve tergîb için olursa yani onlar da versinler diye yaparsan o vakit niyet iyi olur.
"Bu benim fitrem, aldın kabûl ettin mi?" diye soranları görüyoruz. Ne lüzûm var böyle şeylere. Niyet edersin, gizli olarak verirsin. Hattâ fukarânın gönlünü alacaksın. Diyeceksin ki, "Yâhu, bugüne kadar biz seni göremedik. Kusura bakma, benim de hâlim vaktim pek yerinde değildi, hesaplarım da doğru dürüst değildi, şimdi hesabı çıkardık, şunu lutfen kabûl et". Lutfen hem de! Almazsa ne yapacaksın? Denize atamazsın, ateşde yakamazsın. Soruyorum, ne yapacaksın? Zekât mü'minin hakkıdır, hayvana yediremezsin, câmi yaptıramazsın, cenâze kaldıramazsın, yol ya da çeşme yaptıramazsın. Zekât, müslümânın hakkıdır, canlı müslümânın hakkıdır. Fitre kâfire de verilebilir, çünkü sadakadır ammâ zekât mü'minin hakkıdır. Zekât, bir mü'minin diğer mü'minin cebinden hakkıdır.

Cenâb-ı Hakk Sûre-i Bakara'daki "يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُبْطِلُوا صَدَقَاتِكُمْ بِالْمَنِّ وَالْاَذٰىۙ كَالَّذ۪ي يُنْفِقُ مَالَهُ رِئَٓاءَ النَّاسِ وَلَا يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ فَمَثَلُهُ كَمَثَلِ صَفْوَانٍ عَلَيْهِ تُرَابٌ فَاَصَابَهُ وَابِلٌ فَتَرَكَهُ صَلْدًاۜ لَا يَقْدِرُونَ عَلٰى شَيْءٍ مِمَّا كَسَبُواۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ" âyet-i kerîmesinde gösteriş için yapılan yardımların ve fukarânın başına kakarak ve kalbini inciterek verilen sadakaların boşa gideceğini haber vermekdedir. Bundan bir önceki âyet-i kerîmede de "Güzel bir söz ve bir kusûru örtmek, başa kakılarak yapılan yardımdan daha hayırlıdır" buyrulmakdadır. Bir önceki  "اَلَّذ۪ينَ يُنْفِقُونَ اَمْوَالَهُمْ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ ثُمَّ لَا يُتْبِعُونَ مَٓا اَنْفَقُوا مَنًّا وَلَٓا اَذًۙى لَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْۚ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ" âyet-i kerîmesinde de "Mallarını Allah yolunda infâk edip de başa kakmayanlar, gönül incitmeyenler için Rableri katında mükâfât vardır, onlar için hiç bir korku hiç bir üzüntü yokdur" müjdesi verilmişdir. 

 Olmasa kûy-i fenâda fukarâ
Sen zekâtı kime eylerdin edâ
İmtinâ' eyler ise mahzûn ol
Sen kabûlünden anın memnûn ol
Devlet ü ni'metine âletdir
Sana Hakk'dan o da bir ni'metdir
Mü'mine oldu hediyye sâil
Sanadır nef'-i tasadduk anı bil
Bir teşekkür de budur etme riyâ
Fukarâya edicek lutf u 'atâ
Eyle mahfî edicek ihsânı
Hazret-i Hakk bile ancak anı
İmtinân ile sakın etme 'itâb
Sen utan tâ ol ede ref'-i hicâb
Yoksa îzâ ile olan ihsân
Yeğdir andan gaseyân-ı sekrân

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön