Fukarâyı Kapısından Kovan Hacı Efendinin Pişmanlığı

6 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Fukara
Muzaffer Efendi Hazretlerinin yeri geldikçe anlattığı ibretli hikâyelerden biri de şudur :
Bir Ramazân günü, dükkân tezgah sâhibi bir hacı efendinin kapısına bir fukarâ gelmiş. "Hacı efendi, ben çok fakîrim, bugün de mübârek bir gündür, lutfen beni kapından boş çevirme" diyerek yardım istemiş. O dükkân sâhibi zât hacıymış, komşusu da yahudiymiş. O sıralar herkes hacıya gidip bir şeyler istemiş. İş o raddeye varmış ki, artık hacının canına tak etmiş. Üstelik oruç da kafasına vurduğu için "Ne var, ne istiyorsun?" diye o fukarâyı terslemiş. Zavallı fukarâ, "Ben fukarâyım, garîbim, akşama çorba param yok, sana geldim, ilticâ ettim, dîn kardeşimsin, haccü'l-harameynsin, Ka`betullah'ı gördün, inşâallah Ka`be'nin sâhibini de görürsün" deyince hacıya gelenler gelmiş ve açmış ağzını yummuş gözünü, "Aman be! Keşke hacı olmasaydım, başımı ağrıttınız, illallah, defol git şuradan!" diyerek fukarâyı kapısından kovmuş. İbrâhîm Halîlullah'ın yaptığı Ka`be'yi yıkamayacak olan hacı, Allah'ın yaptığı binâyı yani kalbi yıkmış. Zavallı fukarâ ağlayarak oradan uzaklaşırken hacı efendinin komşusu olan yahudi bu hâdiseyi görmüş ve koşarak fukarânın yanına gelmiş ve "Ne oldu, hacı senin niçin kovdu?" diye sormuş. Fukarâ, "Sen ne karışıyorsun, o benim müslümân kardeşim, beni döver de kovar da, sana ne oluyor" demiş. Yahudi, "Canım bırak bu kafayı. Sen bana ne olduğunu söyle, derdin ne?" diye ısrar etmiş. Fukarâ yine cevap vermemiş ama onun ağladığını gören yahudi, "Herhalde senin bir ihtiyâcın vardı, yardım istemek için hacıya gittin. Doğrusu hacıyı da çok kişi taciz etti, gece gündüz hep onun kapısını çalıyorlardı. Adam da bıktı usandı, senin de onun için kovdu gâlibâ" demiş. 
Ehl-i kitâbdan iyi insanlar da vardır, hepsi fenâ değildir. İblisleri vardır ama insaflıları de vardır. O insaflılarına îmân nasîb olur. Onlar Kadir Gecesi ana rahmine düşmüşlerdir. Kefere-i fecereden kimin tohumu Kadir Gecesi ana rahmine düşerse îmân ile müşerref olur. Bu da Leyle-i Kadr'in berekâtındadır.
Yahudi, fukarâyı tesellî ederek demiş ki, "Haydi artık ağlama, gerçi ben gayr-i müslimim ama ben de insânım, sen şu parayı al, işini gör, istersen getir, istersen getirme". Zavallı fukarânın paraya çok ihtiyâcı olduğundan yahudinin verdiği parayı istemeyrek de olsa almış ve "Allah bu hayrını senin önüne çıkarsın, inşaallah ben bu parayı kazanıp sana getiririm" demiş ve oradan yürüyüp gitmiş.
Olacak bu ya, o gece hacı efendi bir rüyâ görmüş. Rüyâsında kıyâmet kopmuş, insanlar ikiye ayrılmışlar, bir kısmı cehenneme, bir kısmı cennete doğru yol alıyormuş. Hacı efendi de cennet yolunu tutanlardanmış. Hacı efendi cennete vâsıl olunca orada bir köşk görmüş. Bir köşk ama bizim bildiğimiz köşklere hiç benzemiyor. Duvarlarının bir tuğlası altın bir tuğlası gümüş, toprakları miskden, kapıları zebercedlerle, yâkûtlarla, zümrüdlerle, pırlantalarla süslenmiş. Böyle bir köşk ve hacının ismi de köşkün üzerinde yazılı. "Bu köşk Hacı Fevzi Efendi'nin köşküdür" diye yazılı bir tabelası varmış. Hacı efendi içeri girmek istemiş ama iki melek gelip mâni olmuşlar ve hacı efendiye demişler ki, "Düne kadar bu köşk senindi ama dün sen o fukarânın kalbini kırdığın için, Cenâb-ı Hakk bu köşkü komşun yahudi Avram'a verdi". Hemen tabeladan hacı efendinin ismini silmişler ve yerine Avram'ın ismini yazmışlar. Fe sübhânallah!
Hacı uykudan uyanmış ve yaptığına çok pişmân olmuş. Ne yapayım, ne yapayım diye düşünmüş taşınmış ve kafayı işletmiş, doğru yahudinin kapısına gidip, "Dün sana bir fukarâ gelmiş, sen ona ne verdin" diye sormuş. Yahudi cüzî bir şey, meselâ bugünün parasıyla on lira gibi bir şey verdiğini söylemiş. Hacı efendi "Peki öyleyse, al sen şu on liranı, o hayrını bana ver" deyince Yahudi, "Yok, olmaz, ben sana hayrımı satmam" demiş. Hacı efendi, "Al elli, al yüz, al beş yüz, al beş bin" diyerek sürekli fiyatı arttırdıysa da Yahudi her seferinde olmaz demiş. Hacı efendi hayretle sormuş, "Sana verdiğinin kaç kat fazlasını teklif ediyorum, niçin kabûl etmiyorsun" deyince Yahudi, "Bir milyon lira da versen yine kabÛl etmem, çünkü senin gördüğün köşkü dün akşam ben de gördüm" demiş ve "Lâilâheillallah Muhammedü'r-Resûlullah" diyerek îmân ile müşerref olduğunu izhâr eylemiş.
Sakın incitme bir cânı
Yıkarsın arş-ı Rahmân'ı

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön