6 Ekim 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Gâfil insan, çocuk mâhiyetindedir. Kundakdaki bir çocuğu kudretli bir devlet adamının kucağına verseler, çocuk o kişinin kuvvet ve kudretini bilmez, altına yapıp o zâtın elbisesini kirletebilir. Yaptığı kabahatin o zâtı kızdırabileceğini hiç düşünemez.
Günâh işleyen gâfil, tıpkı Hazret-i Mevlânâ'nın meşhûr hikâyesindeki gibi, karanlıkda düve diye arslanın sırtına okşayan köylüye benzer. İşlediği günâh yüzünden Hakk'ın gadabına uğrayacağını düşünemez. Zîrâ Hakk'ın celâlinden gâfildir.
Bazıları, "Ben bunca zamandır günâh işliyorum, şimdiye kadar hiç bir şey olmadı" diyerek işledikleri günâhları hafîfe alıyorlar. Olur, hem de hep olmayacak derken olur. Bir şey olmuyor derken olur. Eğer ilk sigara içen kanser olsaydı, kimse sigara içmezdi. Eğer ilk içki içen siroz olsaydı, kimse içki içmezdi. Eğer ilk zinâ eden firengi olsaydı, kimse zinâya yanaşmazdı. "Nasılsa bir şey olmuyor" zannedildiği için olur. Meselâ gözünün nûru bir anda söndürülebilir. Zîrâ hep Allah'ın emri altındayız. Ama Cenâb-ı Hakk'ın rahmeti o kadar genişdir ki, kullarını serbest bırakır, müsaade eder. Onlar da günâha devâm ederler. Yaptıkça yaparlar. Fakat bir gün gelir bardak taşar. Bardak taştığı vakit sille iner. Hakk sillesinin sadâsı yokdur, bir vurdu mu ne devâsı olur ne da'vâsı olur.