5 Nisan 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki, "Benim gördüğümü siz görseniz, benim bildiğimi siz bilseniz, gülemezsiniz ve dünyâ hayâtı sizin için zehir olur" buyururlardı, sallallahu aleyhi vesellem. Onun için Cenâb-ı Hakk bazı hâdisâtı bizim gözümüzden gizledi. Bazen gaflet de insanlara nimet olur. En büyük gaflet, Allah'dan gâfil olmakdır. Bu, kötü, bu gaflet. Ondan gayrı bazı gafletler vardır ki, nimetdir bizim için. Meselâ bir ölümüz olduğu vakitde, sevgilimiz, sevdiğimiz bir zât öldüğü vakitde, onun acısı insana ne kadar dokanır. Yani kalbine bir ok batar. O, öyle devam etse insan yaşayamaz hayatda. Birkaç zaman sonra o yara küllenir. Yani gaflet perdesi ortaya girer ve kul kurtulur.
Gene bazı husûsâtda yarını bilmemekle, büyük bir nimete ermişizdir. Başımıza ne gelecek, bunu bilmiyoruz. Allah bunu gizlemiş. Eğer insanlar ecellerinin ne gün olduğunu bilselerdi, umûmî olarak söylüyorum, burda bizim için müjde var, Muhammedîler için, sallallahu aleyhi vesellem, ölümlerinin gününü ve ânını bilselerdi ve bildikleri anda da insanlar ölseydi böyle, iki taşı birbirinin üzerine koymazlardı. Fakat Allah bir hırs vermiş insanoğluna, yapacağım diye uğraşır. Ve yapamadan gider yâhud yapar gider. Ve herkesin bir vazîfesi vardır kâinâtda, vazîfeyi bitirir ve ahrete yollanır.
Bir ahbâbım vardı. Bir misâl olarak bunu söylüyorum. Bazı canlı hâdisât bize büyük ibretler verir, görenler için, anlayanlar için. Derdi ki, o vakitler hac yolu daha kapalıydı, bana derdi ki, "Hâfız Efendi, hac yolu açılsın inşâallah seninle berâber haccedeceğiz" filan derdi. "İnşâallah" derdim. Ve zamanlar geldi, hac yolu açıldı. Dedim ki, Allah rahmet eylesin, ismi Hüsâmeddin Bey'di, "Hüsâmeddin Bey, hac yolu açıldı, haydi bakalım hazırlan şimdi, bavullarımızı hazırlayalım". Dedi ki, "Apartmana başlatdım, şunu bitireyim, inşâallah bir daha seneye" dedi. "Peki" dedim, ben gitdim geldim, bir daha seneye o apartmanı bitirdi ama içine giremedi. Yani ahrete yollandı.
Onun için Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem, "accilû bi's-salâti kable'l-fevt, accilû bi't-tevbeti kable'l-mevt" buyurmuşdur. Süratle zamanlar geçer. Namazın vakti geçmesin hemen namazını kıl, kazâya kalmasın. Tövbeye de hemen acele et, ölüm yetişmesin. Ha bugün tövbe, ha yarın tövbe derken ansızın ölüm gelir. Ölümümüzü bilirsek eğer iki taşı üstüste koymayız. Halbuki mü'minler için ölüm bâbında vuslat-ı cemâl vardır, Allah'a kavuşma vardır, Resûlullah ile buluşma vardır, sâlihlerle cem olma vardır, "fî mak'adi sıdk"a erişmek vardır, mü'minler için. Onun için sen hiç korkmayacaksın, çünkü senin bir kanadın "Lâilâheillallah", bir kanadın "Muhammedü'r-Resûlullah".
www.muzafferozak.com