25 Ocak 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ
ŞERİF
VE
ÎZÂHI
Gafletde
olan gönlüm
Gel
Hakk'a niyâz eyle
Hayretde
kalan gönlüm
Gel
Hakk'a niyâz eyle
Hazret, gâfilleri iîkâz ederken kendisine nasîhat eder gibi yapiyor. Büyük mürşidler ekseriyâ böyle yaparlar ki nasîhat edilen kişiler nefs-i emmâre gayretiyle arkasını dönüp gitmesin. Zîrâ nefs-i emmâre ehli olan kişiler, kendilerinde hiç hatâ görmezler, bu yüzden hatâlarının yüzlerine vurulmasından da hiç hoşlanmazlar, hep gaflet içinde yaşarlar. Bu gaflet hâlinden kurtulmanın tek çâresi Allah'dan yardım istemekdir. Zîrâ o hidâyet etmedikçe hiç bir kul hidâyete eremez.
Bul
sendeki ma'nâyı
Gör
âlem-i rânâyı
Ko
ziynet-i dünyâyı
Gel
Hakk'a niyâz eyle
İnsanın dünyâya getirilme maksadı yemek-içmek, mal-mülk, çoluk-çocuk sâhibi olmak değildir. İnsânda büyük sır vardır. Mühim olan her kişinin kendisinde gizli olan bu sırrı arayıp bulmasıdır. Bu sır keşfedilirse bu dünyânın çok küçük ve değersiz olduğu anlaşılır. Bu da yine Hakk'ın nusret ve inâyetiyle mümkündür.
Gel
kulluğa bel bağla
Aşk
oduna cân dağla
Sen
leyl ü nehâr ağla
Gel
Hakk'a niyâz eyle
İnsan Allah'a kulluk için yaradılmışdır. Nitekim Kur`ân-ı Kerîm'de "وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ / Vemâ halaktü'l-inse ve'l-cinne illâ li ya'budûn" yani "Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etmeleri için yaratdım" buyurulmuşdur. Ancak bu kulluk namaz, oruç gibi ibâdetlerden ibâret değildir. Müfessirler bu âyetin tefsîrinde kulluğu ma'rifetullah ve tevhîd diye tefsîr etmişlerdir. Ma'rifetullaha ermek için ise okumak, ilim tahsîl etmek yetmez, aşk lâzımdır. Aşk da lafla olmaz, gece gündüz âh u zâr etmeyi gerektirir. Zâten bu ağlama ve inlemeler Allah'a niyâz ve duâ yerine geçer.
Cisminde
iken kudret
Râm
olmuş iken kuvvet
Elvermiş
iken fırsat
Gel
Hakk'a niyâz eyle
Bütün bu söylediklerimiz cân bedende iken olur. İnsan zayıf düşdüğünde bir yolculuğa bile gidemediğine göre Hakk'a giden yola da gençlik veya dinçlik çağında çıkmak lâzımdır. Yetmişinden sonra sülûk eden ve muvaffak olan kimse pek enderdir.
Sen
tûl-i emelden geç
Bu
sehv ü zelelden geç
Var
Mahvî cedelden geç
Gel
Hakk'a niyâz eyle
İnsân gençken aklı bir karış havada olur, hiç ölmeyeceğini zanneder, kötü alışkanlıklar edinir, ileride tövbe ederim der, ibâdet etmez, "Şimdi gencim, sonr ayaparım" der. Genç insan, ileriye dönük uzun vadeli hedefler koyar, büyük emeller besler. Şeytan çoklarını bu hayallerle aldatır ve bir gün ansızın ecel gelir. Bunları düşünerek daha genç yaşında gafleti terkedip, Allah yoluna girenler, bi-inâyetillâh Hakk'a vuslat ederler, edemeseler de karınca misâli o yolda cân vermiş olurlar ve vâsıllara ilhâk olunurlar.
Şeyh
Îsâ Mahvî
Kuddise
Sırruh