Galata Mevlevîhânesi Müze Olurken

30 Kasım 2014 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri anlatmışlardı :
Geçenlerde bir davete icâbet ederek yeni onarılan Galata Mevlevîhânesi'ne gitmişdim. Klasik Türk Müziğinin şâheser örneklerinden enfes parçalar okundu ve dinlendi. Bu konser, tekkenin hem meydân hem de mescid olan yerinde veriliyordu. Sırtlarımızı mihrâb ve minbere çevirmişdik. Tekkenin duvarlarında Tevhîd-i Şerîf ve "İNSANLAR ARASINDA İCRÂ-YI HÜKM EDERKEN TAM VE MUTLAK ADÂLETLE HÜKMEDİN" meâlindeki gâyet büyük ve süslü levha ile, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Hazretlerinin ism-i şerîflerini hâvî çok kıymetli bir levha, her mescidde olduğu gibi mihrâbın üzerinde de "KÜLLEMÂ DEHALE ALEYHÂ ZEKERRİYEL MİHRÂB" âyet-i kerîmesi ve Hilye-i Saâdet bulunuyordu. Namaz da kılınabildiği için, kilim ve halılarla örtülü bulunan mescide, ayakkabılarla girilmişdi. Abdestli, abdestsiz, dinli, dinsiz, denli, densiz, hıristiyan, müslüman ne kadar insan varsa, hepimiz Avrupalılaştığımız için olmalıydı ki, böyle yapılmışdı. İnanın bana, tekkeyi yaptıran vakıf sahibinin rûhunun ağlayıp sızladığını gördüm ve iniltilerini işitdim. Dışarıda makberelerde yatan dedegânın o geniş ve emsâlsiz hoşgörürlükleri dahî, bu hâle tahammül edemiyordu. Ne için ve ne niyyetle yapılmışdı bu tekke? Babalar, bu tekkeleri ne maksadla yapdırmışlardı ve onların aydın evlâdları ne maksadla kullanıyorlardı?
Mevlevî âyininin dördüncü selâmını ve diğer bir ilâhîyi de bize Klasik Türk Müziği diye yutturdular. Dikkat etdim, İngilizler memnûn görünüyorlardı ama emînim ki yine de bizi sevmiyorlar ve devamlı olarak aleyhimizde bulunuyorlardı. Ne var ki, diğer bütün davâ ve meselelerimizde olduğu gibi Kıbrıs işinde de onların dediklerini tutmuşduk ama yine de onlara yaranamamışdık. Hâlet Efendi'den gayrı orada medfûn bulunan zevâta ve ez-cümle Şeyh Gâlib Hazretleri ile diğer dedegâna Fâtihâ-yı Şerîfeler okuyarak oradan uzaklaşdım. Keşke tekke tamîr olunmasaydı, zikrullahdan uzak kalsaydı, olduğu gibi harâb kalsaydı da bu uygunsuzluklar, bu saygısızlıklar görülmeseydi. Zîrâ öyle kalması, böylesine tamîr edilmekden daha hayırlı olurdu.
Efendi Hazretlerinin bahsettiği bu davet, Galata Mevlevîhânesinin müzeye dönüştürülmesi maksadıyla, dört yıl süren geniş kapsamlı onarım çalışmaları sonunda, 27 Aralık 1975’de ziyârete açılması münâsebeti ile yapılan davetdir.

Efendi Hazretleri'nin Hâlet Efendi'ye niçin Fâtihâ okumadığını, hayat hikayesini okuyrsanız anlarsınız. Biz şu kadarını söyleyelim ki, halkın ağzında dolaşan, “Ne kendi eyledi râhat ne halka verdi huzûr / Yıkıldı gitdi cihândan dayansın ehl-i kubûr” beyti Hâlet Efendi için söylenmişdir.

Hâdise-i devr-i zemân besdir gönül endîşesi
Fitneleri âhir zemân besdir gönül endîşesi
Mürşid mürîdin kesreti gitdi tarîkın rağbeti
Dünyâya vermiş himmeti besdir gönül endîşesi

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön