23 Nisan 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Cenâb-ı Hakk bu âyetlerde, Kur`ân-ı Kerîm'in Allah tarafından geldiğini, bunda hiç bir şek ve şüphe olmadığını ve Kur`ân'ın yalnız müttakîlere yani Allah'a inanan ve O'ndan korkanlara hitâb ettiğini i'lân ettikden sonra mü'minlerin ve müttakîlerin sıfatlarını beyân ediyor ki en başda da "الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ ellezîne yü'minûne bil gayb" geliyor yani "onlar gayba îmân ederler" buyuruluyor.
Burada gayba îmândan murâd, peygambere teslîm olurlar demekdir. Çünkü biz mahşeri görmedik, mîzânı seyretmedik, ne sırâtı ne cehennemi gördük ne de cennete vâsıl olduk ammâ muhbir-i sâdık olan Muhammed Mustafâ bize bunları haber verdi. Sonra "Leyle-i İsrâ"da Allah O'nu götürdü, bize gayb olarak haber verdiklerini Allah O'na bir bir gösterdi ve ayne'l-yakîn, hakka'l-yakîn olarak tanıttı. O da bizlere böylece haber verdi. Biz de Resûlullah'a teslîm olduk. "Yü'minûne bil gayb" demek Resûlullah'a teslîm olmak, aklı O'nun yolunda kurbân etmek demekdir.