31 Ağustos 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir tür kıskançlık diye tarif edebileceğimiz gayret, muhabbetin tezâhürlerinden biridir ve aslında ilâhî sıfatlardandır. Zîrâ muhabbetin kaynağı da Allah'dır. İnsanlardaki hattâ diğer bütün canlılardaki bütün kıskançlıklar, hep Cenâb-ı Hakk'ın Gayûr sıfatının tecellîleridir. Hazret-i Mevlânâ, bu hakîkati şöyle dile getirmişdir :
Cümle âlemin kıskanç olmasının sebebi, gayretullahın âlemdeki bütün gayretlere galebe çalmış olmasındandır. Allah rûh gibi, âlem de cesed gibidir. Cesed, iyiyi de kötüyü de rûhdan bulur. Allah'ın gayreti buğday, halkın gayreti ise harmandaki saman gibidir. Bütün gayretlerin aslını Allah'dan biliniz. Mahlûkâtın gayreti, hiç şübhesiz gayretullahın fer'idir.
Gayretullah, türlü türlü tecellî eder. Bunlardan bazılarını şöyle îzâh edebiliriz :
- Allah, birdir, şerîki nazîri yokdur, kendisine ortak koşulmasını istemez. Allah, kullarının kendisini tevhîd etmesini yani şirkden berî olmalarını ister. Gayretullah bunu îcâb ettirir. İşte bu gayretullah sebebiyledir ki, Allah'ı tevhîd edenler, saâdete, Allah'a şirk koşanlar ise azâba müstehak olur.
- Allah, Peygamberler göndermiş, kitaplar inzâl etmiş ve kullar için bazı hududlar tayin etmişdir. Bu da gayretullahın bir tezâhürüdür. Zîrâ emirler ve nehiyler, hep kulların iyiliği içindir. Bunların Allah'a bir faydası ya da zararı yokdur. Kim bu hududlara riâyet eder, Allah'ın emirlerine uyar yasaklarından kaçınırsa, Allah katında makbûl olur, kim riâyet etmez, taşkınlık yaparsa, şeytan gibi merdûd olur, kovulur.
- Allah, yegâne ma'bûd olduğu gibi, sevilmeye lâyık yegâne varlık da O'dur. Gayretullah, sevginin bütünüyle Allah'a tahsîs edilmesini îcâb ettirir. Bu yüzden Allah, kulunun kendisinden başkasına muhabbet beslemesini istemez. Bu da derece derecedir. Zîrâ muhabbet ne kadar çoksa gayret de o derece fazladır. Meselâ Allah'ın çok sevdiği bir kuluna gayreti ile sıradan bir kuluna gayreti aynı derecede olmaz. Allah'ın sevdiği bir kul, meselâ bir velî ya da peygamber, kendisinden başkasına muhabbet ederse, cezâsı çok ağır olur. Meselâ Yakub Peygamber'in oğlu Yûsuf'a muhabbeti, başına büyük bir felâketin gelmesine sebeb olmuşdur.
- Allah'ın ölümü halk etmiş olması da gayretullah sebebiyledir. Zîrâ dünyâya gelen insan gurbete düşmüşdür, vatan-ı aslîye dönüş yani Hakk'a vuslat ancak ölümle gerçekleşir.
- Allah sevdiği kullarından bazılarını gizlemişdir. Bu da gayretullah sebebiyledir. Zîrâ muhabbet, mahremiyeti îcâb ettirir. Gerçi Allah'ın gizlemediği velîler de vardır ama yine de insanlar onların iç alemlerine vâkıf olamazlar. Onların derûnî ahvâlini, Allah ile ünsiyyetlerini kimse bilemez. Bu da ilâhî gayret sebebiyledir.
- Allah, ilm-i ledünnünü, esrâr-ı Sübhâniyyesini hele de marifetullahı her kula nasîb etmez. Bunları ancak sevdiği kullara bahşeder. Bu da gayretullahın bir tezâhürüdür.
- Gayretullahın bir tezâhürü de, bir kulun Cenâb-ı Hakk'ın iltifatına nâil olduğu halde, bunun kıymetini bilmeyip, gaflete düşmesi sebebiyle cezâya çarptırılmasıdır. Hazret-i Mevlânâ, bunu şu teşbîhlerle îzâh buyurmuşdur :
Pâdişahın esvapçısı olan bir kimsenin o makâmdan ayrılıp da ticârete mecbûr kalması ne büyük bir hüsrândır. Sultân ile aynı yerde oturan bir zâtın, saray kapısında kalması ne kadar acıklıdır, ne büyük aldanışdır. Pâdişahın elini öpme şerefine nâil olan bir kimsenin, ayak öpmeye kalkışması ne büyük bir günahdır. Gerçi ayağı baş üstüne koymak yani ayak öpmek de bir hizmetdir ama evvelki hizmetin yani el öpmenin yanında hatâ ve zillet sayılır. Kendi yüzünü gören ve makbûliyyet derecesine eren bir kimsenin, başkasını kendisine tercih etmesi, şâhı kıskandırır.
Çün perdedir iki cihân 'uşşâk-ı Hakk'a bî-gümân
Çâk eyle sen anı hemân Kuddûs'a gel Kuddûs'a
Aç gözünü nakkâşı gör nakşına bakup olma kör
Ol İbni Edhem-veş gayûr Kuddûs'a gel Kuddûs'a