Genç Osman'ın Rüyâsı

Henüz on sekiz yaşındayken tahta çıkdığı ve pek tecrübesiz, toy bir pâdişah olduğu için Genç Osman diye anılan Sultan 2. Osman, zâten çok karışık bir vaziyetde olan memleketi, peşpeşe yanlış işler yaparak daha da karıştırmışdır. Toy pâdişah, işlerin karmakarışık hâle geldiği bir zamanda, bir de hacca gideceğim diye tutturmuş, kim ne nasîhat etdiyse dinlememiş, etrafını çevirmiş olan bir takım kurnaz hocaların ve devlet adamlarının maksadlı telkînleriyle yanlış bir yola girmişdi. Pâdişah, o devrin en büyük mürşidi olan Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretlerine de danışmış, o da kendisine nasîhat edip, yalan yanlış fetvâlarla hareket etmemesini söylemiş ve onu ikâz etmişse de, Genç Osman yine akıllanmamış, yalnız bir teredüd geçirmiş. 

İşte o aralık bir rüyâ görmüş. Rüyâsında kendisi bir taht üzerinde oturmuş, Kur`ân okurken, birdenbire Hazret-i Peygamber zuhûr edip, elinden mushafı ve sırtından da cübbesini alıp bir sille vurur. Bu öyle bir silledir ki pâdişah tahtından yere düşer. Pâdişah o vaziyetde iken Hazret-i Peygamber'in kadem-i şerîfine yüz sürmeye çalışırsa da buna bir türlü muvaffak olamaz. 

Pâdişah bu rüyâsını önce, sözüne çok güvendiği, lalasına tabir etdirmiş, o da rüyâyı onun arzusu doğrultusunda yani hacca gitme fikrini destekler mâhiyetde tabir etmiş. Hattâ gördüğü rüyânın bu niyetinde tereddüd gösterdiği için tenbîh mâhiyetinde olduğunu söylemiş. İçi rahat etmeyen Genç Osman, rüyâsını bir de Hazret-i Hüdâyî'ye tabir etdirmek istemiş. Hazret-i Şeyh mektûbla verdiği cevâbda, "Okuduğunuz Kelâm-ı İzzet, Rabbânî hükümdür ve ana imtisâl lâzımdır. Ve oturdukları taht cübbe-i vücûddur. Bu rüyâ ziyâde korkulu ve tehlikelidir. Allah bilir bu korkulu vak'a yakın günlerde olur. Tevbe ve istiğfâr üzere olun" buyurmuşdur. 

Hakîkaten de rüyâ Hazret-i Şeyh'in dediği çıkmış ve tam on gün sonra askerî bir ısyân başlamış, Yeniçeriler saraya baskın düzenleyip pâdişahı tahtdan indirmişler, yakalamışlar, indirmekle de kalmamışlar, feci bir sûretde katletmişlerdir.