9 Ocak 2025 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerine Amerika'daki bir sohetlerinde birisi, "Biz burada hakîkî hocayı, gerçek mürşidi nasıl bulabiliriz?" diye sorunca, Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İnsan olan için en ufak bir mikrop bile kendisine hoca olabilir. Ve şimdi artık uzaklık yok yani biz burada medeniyetdeyiz, şark uzak manâsına değil. Sekiz saatde biz dünyânın bir ucundan buraya geldik yani. Ve bu husûsda yazılmış çok kitâblar var, onları mütâlaa ederse muhakkak kendine lâyık olan bir mürşidi bulacakdır. Ama adam olan için de her mahlûkâtın her nefesinin sayısınca Allah'a giden yol vardır. Hiç bir kitâb bulamazsa, kendi kitâbını okusun. Vücûd kitâbını okusun. Ondan büyük kitâb yok. Allah'ın en büyük âyeti. Baksın, yaradılışı mütenâsib olan vücûda, ellere, ayaklara, gözlere, buruna, kulaklara, ağıza, nasıl yerli yerine konmuş. Bir anda birkaç kelime söylüyoruz. Bunu beyin ne vakit hazırlayabiliyor da söyleyebiliyor? Bir kalb var, bir kalb verilmiş, anneye karşı şefkat, sevgi var, aşk var, babaya karşı aşk ve şevk var, Allah'a karşı muhabbet var, evlâda karşı muhabbet var, âilesine karşı muhabbet var, dostlarına karşı muhabbet var. Hepsini bir kalbde cem etmiş, bu nasıl oluyor? Görmüyor musun, kafada iki kulak, bir ağız var. Bir konuş, iki dinle diye. Başda iki göz var, bir gözle bakıyoruz bir tâne görüyoruz, iki gözle bakıyoruz gene bir tâne görüyoruz. Halbuki bir gözle bir tâne gören, iki gözle iki tâne görmesi lâzım gelir. Saçlar eğer kalınlaşsaydı hangi kafa taşırdı onu? Ya dişler büyüseydi böyle, uzasaydı, fil dişi gibi, hangi çene taşıyacakdı onu? Kudretullahı görmüyor mu? Kitâb işte. Vücûd kitâbını okumuyor mu? Kudretullahı görsün. Onun için en büyük mürşid. Kolun bir tânesi beş metre, bir tânesi yarım metre olsaydı ne olacakdı? Ya bir ayak üç metre, bir ayak yarım metre olsaydı? Görmüyor mu gene, dört ayaklı gidenler var, iki ayaklı yürüyenler var, kırk ayaklı yürüyenler var, hiç ayaksız yürüyenler var dünyâ yüzünde. Hiç ayaksız giden var, yüz üstüne. Bunları görmüyor mu, bu âyetleri? Bu kitâbları okusun. Tefekkür etsin, düşünsün, bunları okusun. O vakit kudretullah karşısında hayrân olacak. Bu kuvvet karşısında secde edecek o vakit. Kursağına inen bir lokma üç yüz altmış elekden geçiyor. Bir bardak su içen bir adam onun şükrünü Allah'a ifâde edebilir mi acabâ, ne yapsa îfâ edebilir mi? Haydi içdi, içirdik, ya çıkmazsa dışarıya. Adam kıvrım kıvrım kıvranır yani, yerde yuvarlanır yani. Bütün mâlik olduğu servet ü sâmânı verir, "beni kurtarın bundan" diye. Bu kitâbları okusun.