Gerçek Zâhidlik Hakk'dan Gayrısına Muhabbeti Kesmekdir

9 Ocak 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Tasavvuf
Büyük mürşidlerimizden Erbilli Esad Efendi Hazretleri buyurmuşlardır ki :
Umûr-i dîniyyesini öğrenip mûcibince âmil ve amelinde muhlis olanlar dahi hatar-ı azîmden sâlim olamıyor. İddiâ-yı ubûdiyyetini beyyine-i sabr u sebât ile isbât etmeyen ve istimrâra delâlet eden sîga-i mef'ûl ile muhles olmayan mü'min mukarrabînden ma'dûd olamaz. "İlmini arttırdığı halde zühdünü arttırmayan kişi Allah ile arasındaki uzaklığı arttırmış olur" hadîs-i şerîfi dahi bu ma'nâyı müeyyiddir. Şu kadar var ki, zühdden maksad zühd-i sûrî değildir, belki muhabbet-i mâsivânın selbi ma'nâsına olan zühd-i kalbîdir. Gavsü'l-a'zam Seyyid Muhyiddîn Abdülkâdir Geylânî, radıyallahu teâlâ anh, "Paranın kesede olması câizdir, evde olması da câizdir fakat kalbde olması câiz değildir" buyurmuşdur. Yani bir insanın kesesinde bir mikdar nukûdu olsa caizdir, hânesinde de fazla nukûdu olsa o da câizdir yalnız kalbinde olursa yani mahbûb ittihâz etmişse câiz değildir. Zîrâ Cenâb-ı Hakk, hâne-i muhabbet olan kalbi yalnız kendi muhabbeti için tahsîs buyurmuşdur.
Lisâna âşinâ olmayanlar için şöyle îzâh edelim :
Her müslümanın dînini öğrenmesi şartdır ama öğrenmek yetmez öğrendikleriyle amel etmesi de lâzımdır. Amel etmesi de yetmez, amelini ihlâs ile yapması lâzımdır. Üstelik ihlâs ile amel edenler dahi tehlikeden tam manâsıyla kurtulmuş sayılmazlar. Kurtuluşun çâresi ihlâsı devamlı hâle getirmek yani muhles olmakdır. İhlaslı olanlara muhlis, ihlâsda devamlı olanlara yani her zamani her yerde, her işde ihlaslı olanlara ise muhles denir. "İlmini arttırdığı halde zühdünü arttırmayan kişi Allah'dan uzaklaşmış olur" meâlindeki hadîs-i şerîfde zikredilen zühdden murâd, dünyâdan el etek çekmek değil, dünyâ muhabbetini kalbden çıkarmakdır. Büyük velî Seyyid Abdülkâdir Geylânî Hazretleri, "Paranın kesede olması da evde olması da câizdir fakat kalbde olması câiz değildir" buyurarak bu hakîkate işâret etmişlerdir. Mürşid-i azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri de para-pul için "Cebinde çok olsun gönlünde yok olsun" buyururlardı. Zîrâ Cenâb-ı Hakk insanın kalbini kendi muhabbetine tahsîs etmişdir. Yani kalbe Hakk'dan gayrısının muhabbetini sokmak, Hakk'dan uzak kalmaya sebebdir. 
Niceler Hakk'dan cüdâ olduğuna bil ki sebeb
Put ederler mâl-ı dünyâyı taparlar rûz u şeb
Nicesi de cennete tapup hemân eyler taleb
'Âşık-ı sâdık eder 'aşk-ı Hudâ ile tarab
Hamr-ı 'aşkı etmeyen nûş kâmil insân olmadı
Listeye geri dön