24 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Hele şimdi görelim Orhan Gâzî Bursa'de n'eyler. Devlet ilen kim geldi imâret yapdı. Vilâyetin dervîşlerin teftîş etmeğe başladı. İnegöl yöresinde, Keşiş Dağı'nın aralığında bir nice dervîşler gelmişler, anda makâm tutmuşlar. İçlerinde bir dervîş var. Bu dervîşlerden ayrılır, dağda geyicekler ile yürür ve o Turgut Alp anı sever, dâim anın yanına gelir, anınla musâhabet eder. Turgut Alp pîr olmuş idi, Orhan'ın dervîşler teftîş ettiğin işidicek, Orhan Gâzî'ye bir adam gönderdi kim, "Benim köylerim yanında bir nice dervîş geldi, mukîm oldu. Aralarında bir dervîş vardır. Gâh gâh varır, dağda geyicekler ile gezer, bir nice gün. Hayli mübârek kişidir" dedi. Orhan Gâzî, "Aceb kimin mürîdidir, kendisinden sorun" dedi. Sordular, "Baba İlyas mürîdiyim, Seyyid Ebü'l-Vefâ tarîkindenim" dedi. Emretti, "Varın dervîşi getirin" dedi. Geldiler, da'vet ettiler, gelmedi. Dervîş dahi haber ısmarladı kim, "Sakın Orhan dahi gelmesin" dedi. Geldiler, Orhan Gâzî'ye haber verdiler. Orhan Gâzî gene adam gönderdi ki, "Niçün gelmez ve beni niçün komaz anda varmağa?" dedi. Dervîş haber verdi ki, "Dervîşler göz ehli olurlar, gözetirler, dahi vaktinde varırlar kim duâları makbûl ola".
Bir nice günden sonra bir kavak ağacını kopardı, omuzuna götürüp, doğru Bursa'nın hisarına vardı., pâdişâhın sarayına geldi, avlu kapısının iç yanında bu kavak ağacını dikmeye başladı. Gördüler, hâna haber verdiler, "Ol dervîş geldi, bir kavak ağacı dahi getirdi, kapıda dikeyürür" dediler. Orhan Gâzî çıkdı, gördü ki, ağacı dikmiş. Daha o sormadan hâna eydür, "Teberrükümüzdür, oldukça dervîşlerin duâsı sana ve nesline makbûldür" dedi, hemân dem duâ etdi, durmadı döndü, gerü mekânına vardı. O kavak ağacı şimdi dahi vardır saray kapısının içinde. Gayet de büyük ağaçdır ve her gelen pâdişâh ol ağacın kurucasını giderirler.
Ondan sonra Orhan Gâzî dahi dervîşin ardınca mekânına vardı. "Dervîş! Bu İnegöl, nevâhîsiyle senin olsun" dedi. "Mülk, mal Hakk'ındır, ehline verir. Biz anın ehli değiliz" dedi. Sordular, "Ehli kimlerdir?" dediler, eyitdi, "Hakk Teâlâ dünyâ mülkünü sizler gibi hânlara ısmarladı kim kulları birbiriyle mesâlihin görsünler deyu. Bizlere gün yeni, nasîb olan rızık dahi yeni" dedi. Orhan Gâzî eydür, "Dervîş n'ola, benim dahi sözümü kabûl etsen", dervîş eydür, "Şu karşıda duran tepecikden beri yerceğiz dervîşlerin avlusu olsun" dedi. Orhan Gâzî dahi bu sözü kabûl etti. Duâ aldı, mekânına gitti.
Orhan Gâzî, ol dervîşin üzerine kubbe yapdı, yanında tekke yapıverdi ve dahi cuma mescidi yapdı. Şimdiki vakitde üzerinde ihyâ olunup beş vakitde pâdişahlara duâ ederler kim dâim anarlar. Ol zâviyeye Geyikli Baba Tekkesi derler.Geyikli Baba'nın türbesi, Bursa'nın Gürsu ilçesine bağlı Babasultan köyündeki Geyikli Baba Külliyesi içindedir. Rivâyete göre, türbenin yanındaki caminin avlusunda bulunan ulu çınar, Bursa'daki sarayın kapısındaki ağaçla aynı zamanda dikilmişdir. Sarayın kapısındaki ağaç yok olmuş, Geyikli Baba'nın türbesindeki çınar ise hâlâ ayakdadır. Ne kadar mânidâr değil mi?