5 Ocak 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
Gıdam gökden gelmekde dünyâ nimetlerine ağzımı yumdum
Öyle bir düzenbazım ki karnım zâri zâri ağlasa bile güler dururum
Sarhoş bülbüle döndüm kafesimi kırdım
Yücelere uçdum çünkü yüce gökdenim ben
Öylesine sarhoş değilim öylesine yıkılmamışım ki ateş yaksın su götürsün beni
Tamâmen deliliğe batmışım zincirlere vurulmuşum ben
Külah gitdiyse yürü git de kel değilim ki başımda halka halka saçlarım var
Eşek öldüyse varsın ölsün de şu yörük atın üstündeyim ben
Tamâmen nefesle doluyum çünkü neyim ben sen ise neyzensin
Benim yakînim sensin a benim cânım o yakınlık yüzünden beğen bâri beni
Senin şeker kamışın yüzünden nice tablalar kırdım dökdüm
Senin âb-ı hayâtın için nice dereler kazdım
Mâdemki dünyânın cânı sensin kem göz değmesin diye
Hepden yakar gidersen beni değer çünkü özerlik tohumuyum ben
Yanarsam ödağacına dönerim düzülür koşulursam bayrama benzerim
Fakat ne o bayram yüzünden gülerim ne ödağacı oluşuma yerinirim
Başımda senin sevdan var düşünce başını kaşımıyorum ben
Ne nasıl olduğumdan haberim var ne ne kadarım diye kendime bakıyorum
Ekşi değildir o yüz mahsûsdan yüzünü ekşitiyor yüzüm ekşise de diyor
Gene o bal değil miyim gene o şeker değil miyim ben
Gönlüm senin sarhoşun oldu mu bütün cânlar kul olur köle kesilir bana
Senin elinden gelirse zehir bile bir zarar vermez bana
Can Sidresinin dalını çek eğ de ver elime
O yüce kaleye at kemendimi benim
Ne şu kazanca bağlanır kalırım ne şu feleğin dönüşünden korkarım
Ne kadar çok çark urur dönersem o kadar fazla kazanç elde etmez miyim
Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî