1 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Gönül hulâsa-i 'âlemsin efser-i eflâk
Velî ne fâide ki kendini etmedin idrâk
İnsan kâinâtın hulâsâsı ve özü, mahlûkâtın da en üstünüdür. Ne var ki, kendisinde mevcûd olan cevheri bulamayan insan bu hakîkatden bî-haber kalır ve geldiği gibi gider. Bu tıpkı altında büyük bir hazîne saklı olan bir evde, üstünde oturduğu hazînenin hiç farkında olmayan bir fakîrin zillet içinde yaşamasına ve o hazîneden hiç istifâde edemeden ölüp gitmesine benzer. Buna ne kadar şaşılır ve üzülünürse kendi kıymetini bilmeyen insana da o kadar şaşmak ve üzülmek lazımdır.
Çü âfitâb-ı 'ayânsın zemîn-i tende nihân
Misâl-i gevher-i kânsın mukârin-i gül ü hâk
İnsanda mevcûd olan ilâhî sır güneş gibi parlakdır ama toprakdan yaradılmış olan beden ve nefs ile perdelenmişdir. Gülün toprakdan çıkması da buna benzer. Herkesin hor ve hakîr gördüğü toprak, derûnunda gülün nüvesini taşır.
Cemâl-i 'aşk-ı ilâhî içün bir âyînesin
Velî ne hâsıl ol âyîneden ki olmaya pâk
İnsan, aslında Hakk'ın aynasıdır yani Hakk'ın sıfatları insandan zâhir olur ama ayna temiz olmayınca bir işe yaramaz. Nasıl ki paslı bir ayna sûretleri aksettirmiyor, ya da olduğundan farklı aksettiriyorsa, kalbini tasfiye etmeyen yani kalb aynasını temizlemeyen insan da Hakk'ın sıfatlarına ayna olamaz.
Vücûd-i cümle cihândan garaz vücûdundur
Femâ tekûnu fi'l-kevni kâinü levlâk
Bütün bu kâinâtın yaradılmasından maksad insandır. Her şey insan için yaradılmışdır. Eğer insan olmasaydı kâinât da yaradılmazdı.
Cihân seninle olur şâd u hurrem ü handân
Niçün yatup oturursun hemîşe sen gamnâk
Bütün âlem insan ile neş'elenir, insan ile mesrûr olur, insan ile bayram yapar. Hâl böyle iken insanın kendi kıymetini bilmeden gam ve keder içinde yaşamasına hakîkaten şaşılır, hayret edilir.
O rûhu nûr-i basît anla mevc-i bahr-i muhît
Bu cismi koy ki budur zulmet ü has u hâşâk
İnsan rûh ve bedenden müteşekkildir. Rûh nûrânî ve ulvî, beden ise zulmânî ve süflîdir. İnsanın şerefi ilâhî ve nûrânî olan rûhundan gelir. İnsan zulmânî ve süflî olan bedenî arzularından ve nefsânî isteklerinden kurtulmadıkça yücelemez. Rûhunu nefsine hâkim kılan insan ise yücelir, yükselir ve âlemlere sultân olur.
Hayât buldu o kim bildi nefsin ey Hakkı
Kim olduğun bilen aslâ ne gam görür ne helâk
Kendisinde gizli olan ilâhî sırlara vâkıf olan insan ebedî hayâtı bulur. Zîrâ Hayy ile hayy olur yani dâimâ diri olan Allah ile diri olur. Hakk'dan geldiğini, Hakk'ın esrârına hâmil olduğunu ve yine Hakk'a döneceğine bilen kişi için ne bir korku ne bir endîşe ne de ölüm vardır.
İbrâhîm Hakkı Erzurûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî