Gözler Hakk'ı Görür Lâkin İdrâk ve İhâta Edemez

29 Kasım 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Rüyetullah
Büyük velîlerden Sehl bin Abdullah Tüsterî Hazretleri rü'yetullahın mümkün olamayacağını iddiâ edenlerin delîl olarak ileri sürdükleri Sûre-i En'âm'daki " لَا تُدْرِكُهُ الْاَبْصَارُۘ وَهُوَ يُدْرِكُ الْاَبْصَارَۚ وَهُوَ اللَّط۪يفُ الْخَب۪يرُ / Lâ tüdrikühül ebsâru ve hüve yüdrikül ebsâr ve hüvel lâtîfül habîr" hakkında şöyle demişdir :
Bu âyet-i kerîmenin ma'nâsı "Gözler Hakk'ı göremez" demek değildir. Gözler Hakk'ı görür lâkin idrâk ve ihâta edemez. 
Rü'yetullahı inkâr edenlerin çoğu rü'yetden yani görmek fîilinden ne kasd edildiğini anlamamışlardır. Dikkat edilirse görmek başkadır, idrâk ve ihâta başkadır. Bu her şey için geçerlidir. Meselâ gökde güneşi gören kişi, gerçekden de güneşi görmüşdür ama onun gördüğü baklava tepsisi gibi bir şeydir. Güneşi gören, onu tam ma'nâsıyla idrâk edip, hakîkatine vâkıf olamaz çünkü göze bu kuvvet verilmemişdir. Ya da meselâ bir kimse, Selîmiyye Câmi'-i Şerîfi gibi muazzam bir esere uzakdan bakıp, "Gördüm" dese, yalan söylemiş olmaz ancak o bakışıyla böyle muazzam bir eseri ne kadar ihâta ve idrâk edebilir? Yakındaki cisimler hattâ kendi bedenimiz için bile bu böyledir.

Rü'yetin diğer bir ma'nâsı da, insanın gördüğü şeyi teşhîs ve temyîz edebilmesidir. Bunun misâli, daha önce gördüğümüz bir kimseyi yıllar sonra yaşlanmış ya da saçı sakalı farklı bir şekilde gördüğümüzde tanıyabilmemizdir. Bu da ancak o kişiyi çok iyi tanımaya bağlıdır. Bir de bunun tam tersi vardır. Daha önce gördüğü birisini farklı bir kılıkda görünce tanıyamayan kişi de aslında o kişiyi görmüşdür fakat gördüğünün fakında değildir. Bunun diğer bir misâli de şudur. Bir tıbbî tahlîl raporuna ya da röntgen filmine hasta da bakar, doktor da bakar. O rapordaki yazıları ve o filmdeki şekilleri hasta da görür, doktor da görür. Gördükleri şeyler hastaya hiç bir şey ifâde etmezken doktora çok şey anlatır. Hattâ daha tecrübeli bir doktor aynı raporlara başka bir gözle bakar. Halbuki hepsi de aynı şeyleri görmüşdür. Öyleyse bakmak başkadır, görmek başkadır, idrâk ve ihâta ise bambaşkadır.


Cemâl-i Hakk'ı mir'ât-ı şuhûd içre nice görsün
Şunun kim sûret-i halka ola ma'nâda ikbâli
Listeye geri dön