10 Kasım 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
NUTK-İ ŞERÎF
A benim cânım sen gül bahçesine gelesin diye bahar yelleri esiyor
Yeşillik de süsen de lâle de sünbül de ne ekersen onu biçersin diyor
Goncalarla güller dikenin çirkinliğini örtmek için belirdiler açıldılar
Kısa boylu servi yükseldi vaktiyle hor idi ama sonra yüceldikçe yüceldi
Gül bahçesine toptan cân geldi çünkü su cânlar veriyor
Gül bahçesinin güzelliği suyla artıyor kutlu bir yardım geliyor
Tez gelesin oyalanmayasın diye yaprak meyveden haber getirmekde
O güzelim üzüm gövdesi zayıf olduğundan meyvelerin pâdişahıdır
Gönül bahçemiz ne vakte kadar şehvet kışında bir kalede mahbûs kalacak
Yolu gönülde ay yüzlü sevgiliyi cânda ara toprakda tozdan başka ne olabilir ki
Haydi kalk yüzünü yıka ama güle güzelliğini veren o kutlu suyla yıka
Gülün dalı fesleğene seslendi neyin varsa koy bizim yolumuza dedi
Gül Allah'ın rahmetine yöneldi de karakışı bize hükümrân kılma diye yalvardı
Allah der ki sıkmadıkça bir meyveyi suyunu elde edebilir misin hiç
Kışdan gam yeme gamdan yağmadan daralma iş başarmayı benim kapımdan seyret
Şükür de hamd de nemâ da ağlayıp yalvarmadıkça yüz göstermez
Sayılı ömrünü alırsam sayıya sığmayan bir ömür bağışlarım sana
Sana mahmûrluk veren sarhoşluğu alırsam mahmûrluk vermeyen bir şarâb sunarım sana
Güzeller akıllı fikirli olur sen ne vakte kadar kağıda resim yapıp duracaksın
Gündüzün yazısını okursan kağıdın yüzü senin yüzünden kararır gider
Dumanı bırak da karanlık gecede sevgilinin ay yüzünü seyret ışığa bak ışığa
Yeter artık yeter in o atdan da binicilik nasıl olurmuş o göstersin sana
Mevlânâ Celâlledîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî