Günâhkârlar Beş Sınıfdır

20 Mart 2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet
Muhakkiklere göre günâhkârlar beş sınıfdır :

1. Tövbe etmeyi aklından bile geçirmeyenler. Yaptığının günâh olduğunu kabûl bile etmeyenler bu sınıfa girer. Bunlara âsî veya şakî denir. Münkirler, kâfirler, inanmayanlar bu sınıfdandır. Sûre-i Bakara'daki "وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لاَ يَسْمَعُ إِلاَّ دُعَاء وَنِدَاء صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ" âyet-i kerîmesi bunlar hakkındadır.

2. Günâhından pişmanlık duymadığı için tövbe etmeyenler. Bunlar nefs-i emmâre sahibi olanlardır. Bunlara câhil ve gâfil denir. Câhil müslümanların çoğu bu sınıfa girer. Bunlar işlerdikleri günahları övünülecek bir iş yapmış gibi anlatırlar. Sûre-i Yûsuf'daki "وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ" âyet-i kerîmesi bunlar hakkındadır.

3. Günâhını bilir ve tövbe etmek ister fakat nefsine mağlûb olup tövbesini sürekli erteler. Meselâ namaz kılmaz, kılmamanın günâh olduğunu da bilir ama hep bir bahâne bulur meselâ askerden dönünce namaza başlarım, emekli olunca hacca giderim diyerek kendini kandırır. Sûre-i Tevbe'deki "آخَرُونَ اعْتَرَفُواْ بِذُنُوبِهِمْ خَلَطُواْ عَمَلاً صَالِحًا وَآخَرَ سَيِّئًا عَسَى اللّهُ أَن يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ اللّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ" âyeti ve Sûre-i Nisâ'daki "وَلَيْسَتِ التَّوْبَةُ لِلَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ" âyeti bunlar hakkındadır.

4. Günâhından tövbe eder fakat yine günâh işler. Her günahdan sonra nefsini levm eder yani pişmanlık hisseder fakat günâha girmekden de bir türlü kendisini alıkoyamaz. Bunlar nefs-i levvâme ehlidir. Sûre-i Kıyâme'deki "وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ" âyeti bunlar hakkındadır.

5. Günâhından bir daha yapmamak üzere tövbe edenler. Bunlara tövbe-i nasûh ehli denir ki Allah katında makbûl olanlar da bunlardır. Bunlar, tövbekâr oldukdan sonra sırât-ı müstakîm üzere olanlardır. Sûre-i Tahrim'deki "يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا تُوبُوا إِلَى اللَّهِ تَوْبَةً نَصُوحًا" âyeti, Sûre-i Şûrâ'daki "وَهُوَ الَّذِي يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَعْفُو عَنِ السَّيِّئَاتِ" âyeti ve Sûre-i Bakara'daki "إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا وَأَصْلَحُوا وَبَيَّنُوا فَأُولَٰئِكَ أَتُوبُ عَلَيْهِمْ وَأَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيمُ" âyet-i kerîmesi bunlar hakkındadır.

Gir tarîk-i aşk-ı Hakk'a evvelâ ol tâibûn
Bî-riyâ sıdk ile aşk ile müdâvim âbidûn
Nûr-i tevfîk ehl-i Hakk'a eylese terfîk seni
Dâimâ şükrân ile ol lutf-i Hakk'a hâmidûn
Listeye geri dön