18 Eylül 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Niyâzî Mısrî Hazretleri, Mevâidü'l-İrfân nâmındaki eserinde, mü'minleri sû-i zanndan, tecessüsden ve gıybetden sakındıran, "يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يرًا مِنَ الظَّنِّۚ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۜ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَح۪يمٌ" âyet-i celîlesi hakkında buyuruyorlar ki :
Bilesin ki, güneş nereye yönelse, karşısında karanlık görmez. Karşısına düşen her şey nûrlanır. Güneşin gördüğü nûr, karşısına düşen eşyâyı ışıklandıran, kendi nûrudur. Ama zulmetin karşısında aydınlık olmaz. Karanlık, karşısında bulunan eşyâda dâimâ karanlık görür. Bu karanlık, karşısına düşen eşyâyı karartan kendi karanlığıdır. İmdi güneş, kendine kıyasla, bütün âlemin nûrdan ibâret olduğunu zanneder. Zulmet ise, kendisine kıyasla, bütün eşyânın zulmetden ibâret olduğunu sanır.
Güneş, ârif-i billah olan muvahhid mü'minin misâlidir. "وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪ وَلٰكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْب۪يحَهُمْۜ" âyetinin beyân etdiği gibi, o zâten bütün eşyâda, kendi irfânının, tevhîdinin, îmânının ve ıyânının aksini, nûrunu görür. Halbuki aslında eşyânın bir kısmında cehâlet, küfür ve ısyân zulmeti vardır. Fakat o mü'minin bakışının nûru, bütün eşyâyı kaplar da o, hepsinde sadece nûr görür. Bütün insanlara iyi zan besler. Bu sıfat, bir insanın ancak bir mürşid-i kâmilin terbiyesi altında yapacağı iç tasfiyesiyle mümkün olur.
Zulmet ise cehâletle kalbi kararmış bir kimseye benzer. Bu adam, bütün eşyâda bir eksiklik görür, herkesde bir ayıp arar. Câhil neye baksa, cehâletinin ve aybının siyahlığı o şeye akseder. Bakdığı şey ne olursa olsun onda muhakkak bir ayıp ve noksan bulur. Zavallı bilmez ki o, kendi ayıp ve noksânıdır, oradan kendine aksetmişdir.
Ey ehlullah yolunda sülûk eden tâlib! Allah yolunda mücâhede et ki rûhunun güneşi batdığı yerden doğsun, tutulduğu yerden açılsın, kalbinin alemleri nûrlansın, nûru yüzüne vursun ve senin yüzünden karşında bulunanlara yansıyarak hepsini aydınlatsın. Karşında bulunanlar, senin ilim ve irfânının nûrundan istifâde etsin, senin gölgende, yani cisminin ve bedeninin gölgesinde istirahat etsinler. İşte güzel huyun kemâli budur. Allah, bizi de sizi de bu sıfatla sıfatlananlardan ve Allah indinde ve insanlar indinde râzı olunmuş ve sevilmiş olan bu ahlâk ile ahlâklanmış olanlardan eylesin. Âmin.