13 Şubat 2025 tarihinde yayınlanmıştır.
Güneş gurûba eriyor. Benim konuşduğumdan sakın sen yalnız benim öleceğimi anlama, kendi güneşin de gurûba eriyor. Ömür güneşinin gurûbu, gence, ihtiyara bakmaz, yaşlıya, sıhhatliye, hastaya bakmaz. Yatalağın önünde sıhhatli ölür gider.
Sultan Ahmed Câmisinden çıkıyorum, bundan üç Ramazan evvel, son Cuma vaaz etdim orada, Ramazan'da son vaazımı. Oranın müezzinbaşısı vardı, dedim ona ki, "Hakkını helâl et" dedim, "inşâallah bir daha Ramazan'a buluşuruz sağ olursak, hakkını helâl et" filan dedim. "Canım" dedi, "sen kaç yaşında adamsın" dedi bana "niye hakkını helâl et diyorsun" filan. O bana zannediyor zavallı. Ben geldim, on gün sonra sizlere ömür oldu o. "Hakkını helâl et" deyince ben, kendime zannetdi o.
Her fânî ölecek. Biz mezarlıklardan geçiyoruz, ibret almıyoruz. İnsanlara en büyük vâiz ölümdür birâder. Ölümden ibret almayan, ölümden nasîhat almayan kimseden hiç hayır gelmez. Annen gitmiş, baban gitmiş, deden gitmiş, komşun gitmiş hepsi, hiç bir türlü uslanmıyorsun. Eyvaaaah! Vah o göze! O göz ki ibretsiz bir gözdür, senin düşmanındır. Sen düşmanını başının üstünde taşıyorsun. Tefekkür edemiyorsun, o beyin senin dostun değil, düşmanındır, o düşmanını sen kafanda taşıyorsun, kafanın üzerinde. Yazıklar sana! Ölümden ibret almayan hiç bir şeyden vaaz u nasîhat almaz.
Hepimiz ölücüyüz. Ölmek var, olmak var. Hangisini istiyorsun. Bir ölmek var, hayvan gibi. Bir olmak var, Resûlullah'ın âgûşuna düşmek var, kucağına yani Peygamber'in. Hangisini istiyorsun? Ölmek var, olmak var. Buradan giderken, ya "eyne tezhebûne", yâhud "kaddimûnî" diyeceksin. Ma'nâsı Türkçe yani, "Beni nereye götürüyorsunuz!" diyeceksin. Bazısı, "Aman ben yerime götürün" diyecek. hangisini olmak istiyorsun? "Eyne tezhebûne" diyenler âhireti inkâr edenlerdir, azâba müstehak olan âsîlerdir. "Nereye götürüyorsunuz! Aman götürmeyin beni!". İster çelengi olsun, ister davulu olsun, zurnası olsun, isterse altından kubbeli türbeye gömülsün, hiç bir faydası yokdur. Dışarısı mamûr, içerisi harâbdır. Kabrin içini mamûr edecek, zikrullahdır, ibâdetdir, tâatdır, muhabbetdir, aşkdır. Bitdi o kadar.
Herkes ölecek, sen de öleceksin. Ölmek mi istiyorsun olmak mı? Ölmek var, olmak var. Gel olalım biz. Lâilâheillallah diyelim, Muhammedü'r-Resûlullah diyelim ve Allah'ın emirleriyle âmil olalım, seve seve yapalım, O'nunla nûrlanalım ve olalım. Hayvan ölür, insan ölmez. İnsan, ölümü tadar. Kâmil insanlar için ölüm korkulacak bir şey değildir zîrâ ölüm bâbında vuslat-ı cemâl vardır. Gerçi ölümün acısı üç yüz kılıç darbesi gibidir ama mü'minler bu acıyı duymazlar, onlar için ölüm tereyağından kıl çeker gibidir. Çünkü ölüm bâbında vuslat-ı cemâl vardır, Hakk teâlâ cemâlini gösterir, o güzelliğe bakarken acıyı duymayıverirsin. Yûsuf'un güzelliğine bakıp da ellerini kesen kadınlar nasıl ki ellerinin acılarını duymadılarsa sen de Hakk'ın cemâlini görürsün ve ölümün acısını duymazsın. Eğer perde kaldırılmazsa ölüm çok acı olur, üç yüz kılıç darbesi gibidir.