Gûşdâr Ol Hûşmendim Şerî'at Akvâline

12 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Fakr

NASÎHAT
ve
ÎZÂHI

Gûşdâr ol hûşmendim şerî'at akvâline 
"Es-sahiyyü habîbullah" bak hadîs meâline

Ey akıl sâhibi! Şerî'atın emirlerini dinle! "Allah'ın en sevdiği kullar cömertlerdir" hadîsini iyi belle!

"Men yetevekkel 'alâllah" sırrına serdâr olup
Bul kanâ'at kenzini yapış sehâvet dâline

"Kim Allah'a tevekkül ederse Allah ona yeter" âyetinin sırrını anla! Hiç tükenmeyen kanâat hazînesini bul ve cömertlik dalına tutun!

Fakr içinde bul gınâ müstağnî ol ey merd-i şîr 
Âb-ı rûyin katresin verme cihânın mâline

Hüner zenginliği fakr içinde bulmakdır. Zenginlik çok mal-mül sâhibi olmakla değildir zîrâ bir çok malı-mülkü olduğu halde daha fazlasını isteyen kimse zengin değil fakirdir. Asıl zenginlik fakr ve istiğnâ ile yani ihtiyaçdan, istekden, arzudan kurtulmakla olur. Gerçek erler bu fânî dünyânın malı-mülkü için kimseye yüz suyu dökmezler.

Dergeh-i Mevlâ'ya dilden kıl münâcât arza ver 
Râzı ol 'ilm-i ezelden taksîmin nevâline

Hakk'ın sevgili kulları O'na kalbden bağlı olan ve O'nun ezelî taksîmine râzı olanlardır. Onlar, rızk için endîşe çekmedikleri gibi dünyâya da rağbet etmezler.

Bâb-ı 'abdi dakk eden sâil olur dâim fakîr
Her dü 'âlemde fakîrdir bak Resûl'ün kâline

İhtiyaçları için hep kulların kapılarını çalanlar yani kullardan isteyenler iki âlemde de fakîrdir. Bu âlemde fakir sayılmalarının sebebi kullara dilencilik yaptıkları içindir. Öteki âlemde fakîr sayılmalarının sebebi Hakk'ın taksîmine rızâ gösterip sabretmedikleri içindir. Hakk'dan râzı olmayan kişi, nasıl olur da Hakk'ın rızâsını bekler. Hakk'ın rızâsını elde edemeyen kişi elbetde âhiretde de fakîrdir.

Sâilân meyân-ı nâsda hôr hakîrdir dâimâ
Kes gözün kılma nazar sen bir ehad emvâline

Kullardan isteyenler halk arasında da sevilmez, hor ve hakîr görülürler. Hor görülmek istemiyorsan kimsenin malına mülküne göz dikme, kimseden bir şey isteme!

Devlet-i dünyâ seni ta'kîb ederse sâye-veş
Ol zamân ızhâr-i ni'met et Hudâ abdâline

Eğer Allah sana dünyâ nimetlerini gönderir yani seni mal mülk sahibi yaparsa o zaman Allah'a şükreyle ve Hakk'ın verdiği nimetleri gizleme, ızhâr eyle. Her şükür nimetin cinsinden olmalıdır, malın mülkün şükrü de onları infak etmek yani muhtâc olanlara yardım etmekdir.

Zevk-ı nefsin terk ederek sor fakîrler hâlini
Hayder ü Fârûk gibi bak eytâmın ahvâline

Allah'ın sana emâneten verdiği malı kendi zevkin için harcama, fakîrlerin hâlini yokla, açları doyur, çıplakları giydir, yetîmleri sevindir. Hayder-i Kerrâr ve Ömerü'l-Fârûk gibi dâimâ fukarâ-yı müslîmini gözet.

Çâr civârın kıl nazar noksân-ı cîrânı gözet
Allah içün nâzır ol her gün gedâlar hâline

Dört bir tarafını yokla, komşularını, akrabalarını, yakınlarını, arkadaşlarını gözet. Nerede bir fakîr ve muhtâc görsen yardımına koş, onların ihtiyaçlarını gider, gönüllerini al, gözyaşlarını sil.

Kuş gibi derüp devşürüp kendi yavrun besleme
İnsâfın var ise bir bak ehl-i hâl ef'âline

Her kazandığını kuşlar gibi hep kendine ve kendi âline harcama! Biraz insâf et de kazancından fukarâya da bir pay ayır.

Rağbet etmez er olan kerkes gibi bil cîfeye
Ankâ-veş konar o meh-rû bir se'âdet dâline

Allah'ın sâdık kulları, gerçek erler, karganın leşe hücûm ettiği gibi dünyâ metâına üşüşmezler. Onlar dünyâdan zarûret mikdarı ile yetinirler, fazlasını muhtâc olanlara dağıtırlar. Gerçek erler, ankâ kuşu gibidirler, denî dünyâya tenezzül etmezler, güzel ahlâk ile yükseklerden uçarlar ve cömertlikleriyle yüksek makâmlara çıkarlar.

Aç yatar çul-pûş gezer etmez tenezzül merd-i şîr
Ağzını vurmaz suâlin bu zehirli bâline

Gerçek erler, gerekirse aç yatar, çıplak kalır, yine de dünyâ malına tenezzül etmezler. Onlar muhtâc da olsalar kimseden bir şey istemezler zîrâ tamahkâr dünyâ ehline bal gibi gelen dünya nimetlerinin hakîkatde zehir olduğunu bilirler.

Pek müreccahdır yanında evliyânın Lutfiyâ
Fakr ile eyler tefahhur bakmaz ednâ yâline

Allah dostları dünyâ malına tamâh etmezler, hep fakrı tercîh ederler ve fakr ile iftihâr ederler. Zîrâ onların önderi olan Resûl-i Ekrem de öyle yapmış ve "el-fakru fahrî" buyurmuşdur.

Alvarlı Efe Hâce Muhammed Lutfî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî
Listeye geri dön