Habbetü'l-Mehabbe - Azîz Mahmûd Hüdâyî
23 Haziran 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Bismillahirrahmanirrahim
Ve's-salât 'alâ habîbillezi, "ثُمَّ دَنَا فَتَدَلّٰىۙ * فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ اَوْ اَدْنٰىۚ sümme denâ fetedellâ, fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ".
Ba'dezâ, muhiblere 'âid olan şu risâleyi, Habbetü'l-Mehâbbe tesmiye eyledim. Zîrâ "كَمَثَلِ حَبَّةٍ أَنبَتَتْ سَبْعَ سَنَابِلَ فِي كُلِّ سُنبُلَةٍ مِّئَةُ حَبَّةٍ ke meseli habbetin enbetet seb'a senâbile fi külli sünbületin miete habbe" âyet-i kerîmesinin sırrına mazhardır. Birkaç faslı müştemil olan şu risâleyi, Cenâb-ı Hakk vesîle-i vüsûl eyleye, âmîn.
BİRİNCİ FASIL
Muhabbetullah Beyânındadır
Hazret-i Allah Celle Şânuhû, "يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُٓ yuhibbuhum ve yuhibbûneh" buyuruyor. Cenâb-ı Hakk inâyet-i ezeliyyesi hasebiyle hiç bir illet olmaksızın, kullarının zâtına muhabbet eder. O'nu seven kulları da O'nun sıfatlarından bir sıfata değil, zâtına muhabbet ederler. Zîrâ sıfâta muhabbet, tecelliyâtın ihtilâfıyla tegayyür eder. Meselâ bir kimse Cenâb-ı Hakk'ın "Latîf" sıfatına muhabbet etse, Hakk'ın "Kahhâr" sıfatı tecellî etdiğinde, o muhabbeti kalmaz. Bunun gibi, "Mün'im"e muhabbet eden bir kimsenin muhabbeti "Müntakim" sıfâtının tecellîsinde zâil olur. Zâta muhabbet ise tecelliyâtın ihtilâfıyla mütegayyir olmaz, bâkîdir.