Hadîslerle Hazret-i Ali - İmâm-ı Nesâî

İmâm-ı Nesâî Hazretleri, gelmiş geçmiş en büyük muhaddislerden biri olup, meydana getirdiği hadîs külliyâtı on binden ziyâde hadîs ihtivâ etmekdedir. Hadîs seçiminde diğer hadîs imâmlarından daha sıkı ölçüler kullandığı için süneni pek muteberdir.

İlmiyle olduğu kadar ahlâkıyla da herkesin takdîrini ve hürmetini kazanan bu büyük âlim, bu eserini ömrünün son yıllarında Şam'da ikâmet ederken yazmışdır. Tabii eserdeki bütün hadîsler, onun daha önce sünenini telif ederken, kılı kırk yararak seçdiği hadîsler arasından alınmışdır. 

Müellifin bu eseri kaleme alma sebebi de çok manidardır. İmâm-ı Nesâî Hazretleri, âhir ömründe Şam'da bulunduğu sırada, İmâm-ı Ali aleyhdarlığının alıp yürüdüğünü, pek çok kişinin Hazret-i Ali aleyhinde yalan yanlış konuşduğunu görmüş, buna çok üzülmüş ve bu eseri bu sebeble yazmışdır. 

Teberrüken bu hadîs-i şerîflerden birkaçını buraya kayd edelim :

• Ali bendendir, ben de ondanım.

• Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır.

• Yâ Ali sen benim kardeşimsin.

• Yâ Ali sen ben safiyyim ve emînimsin.

• Resûl-i Ekrem Efendimiz, İmâm-ı Ali'nin elini tutarak şöyle duâ etmişdir : "Allahım, bunu seveni sev, buna düşman olana düşman ol"

Bir düşünün, hakkında bunca hadîs-i şerîf vârid olan ve fazîletleri gün gibi âşikâr olan, böyle bir zât-ı akdesin aleyhinde olmak ne demekdir! Hele de O'na hakâret etmek, O'nu tezyîf etmek için yalanlar uydurmak, iftirâlar atmak! Allah'a Peygamber'e inanan, mü'min muvahhid bir kimse böyle bir şey yapabilir mi? Nitekim Resûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşdur : "Ali'yi ancak mü'minler sever, O'na ancak münâfıklar buğz eder".

Hazret-i Ali'yi O'nu en iyi tanıyan zâtın tarifiyle tanımak isteyenler, bu eseri muhakkak okusunlar. Okusunlar da Hazret-i İmâm'ın Allah ve Resûlü katındaki kıymetini anlasınlar.