Hâfız Âsım Şâkir Gören

13 Aralık 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi
1900 senesinde İstanbul'da dünyâya geldi. Bayezid Rüşdiyesi'ni ve Mercân Sultânîsi'ni bitirdikden sonra yüksel tahsîl için Tıbbiyye'ye başlamış ancak daha ilk teşrîh dersinde fenâlaşınca tıb tahsîline devâm edemeyeceğine karar vermiş. Posta-Telgraf Mektebine girerek oradan mezûn olmuş ve bir müddet Posta İdâresinde çalıştıkdan sonra bir sigorta şirketinde eksper olarak çalışmaya başlamış ve sigortacılıkdan emekli olmuşdur. Bu sebeble dostları arasında "Sigortacı Âsım Bey" diye de anılırdı.

Âsım Bey küçük yaşda hâfız olmuş. Sesi de pek güzelmiş. Kur`ân tilâveti ve sesinin güzelliği o derece beğenilmiş ki sarayda Kur`ân okumaya davet edilmiş. O devrin birçok hâfız efendisi gibi Âsım Bey de mûsıkîye âşina imiş. Hıfzını ikmâl ettiği küçük yaşından neredeyse vefâtına kadar her Ramazan-ı Şerîf'de Bayezid Cami-i Şerifinde mukâbele okumuşdur. İleri yaşına ve sesinin eski parlaklığını kaybetmesine rağmen Ramazân-ı Şerîf'de ki mukâbeleleri bırakmadığına fakîr de şâhidim.

Edebiyata ayrı bir merâkı olan Âsım Bey, Mehmed Âkif''in pek sevdiği tilmîzidir. Âkif'in meşhûr "Âsım"ı olduğu zannedilmişdir ancak Âkif ile tanışması "Safahat"daki "Âsım"ın yazılmasından birkaç sene sonradır. Âkif ile tanışması da çok enteresandır. Üsküdar'da bir Rıfâî Tekkesinde karşılaşmışlar. Âsım Bey, uzun zaman Âkif'in yanında ve hizmetinde bulunmuşdur. Beşir Ayvazoğlu ile 1988 senesinde yaptığı mülâkâtında Âkif'le geçen günlerini hasretle yâd eder ve bazı hâtıralarını anlatır. (Beşir Ayvazoğlu, Gel Söyleşelim, 2012, Timaş yay.)

Hâfız Âsım Bey, Küçük Hüseyin Efendi Hazretlerinin dervîşidir. Mürşidi, Hakk'a yürüdükden sonra kime intisâb ettiğini bilemiyorum. Ancak Muzaffer Efendi Hazretlerinin ikinci mürşidi olan Ahmed Tâhir Efendi Hazretlerine ve Amîş Efendi Hazretlerinin bendegânından ve devrin ileri gelen âlimlerinden Ahmed Naîm Efendi'ye ayrı bir muhabbeti ve teveccühü vardır. Aralarındaki yaş farkına rağmen Muzaffer Efendi Hazretlerine de ayrı bir düşkünlüğü ve hürmeti vardı. Efendi Hazretlerinin sohbet ve zikir meclislerine iştirâk eder ve yerine göre Kur'ân tilâvet eder, müezzinlik yapar, kasîde okur, bazen hâtıralarından bahseder bazen de nevâdir cinsinden hikâyeler anlatırdı.

Rahmetullahi aleyhi ve rahmeten vâsia.


NAĞME-İ AŞK

Hâfız Âsım Bey'in arşivimizdeki ses kayıtlarından bazılarını da teberrüken paylaşalım. Her ne kadar bu kayıtlar Âsım Bey'in sesinin parlaklığını kaybettiği yaşlılık yıllarına âit olsa da onun hâtırasını yâd etmek ve rahmete vesîle olması ümîdiyle yayınlamakda mahzur görmedik. Aşağıdaki kayıtlardan ilki, Leyle-i Mevlid'e tesâdüf eden bir zikir meclisinde okuduğu bir kasîdedir. Hâfız Âsım Bey, Rıfâi Tekkesinde Âkif ile tanıştığı o gece de, Fuzûlî'ye âit bu na't-ı şerîfi okumuşdur.




Ey vücûdun eseri hilkat-i eşyâ sebebi
Nebî ol vakt ki bi'l fi'l gerekmezdi nebî

Seyyidü Ebtahiyyü ve Mekkiyyü ve Ümmiyyü ve Zekî
Hâşimiyyü Medeniyyü Kureyşiyyü Arabî

Sebkat-i zât ile eyvân-ı risâlet sadrı
Şeref-i asl ile fihrist-i rusül müntehabı

Azm-ı çarh etti Mesîhâ ki bula mi'râcın
Yetmedi menzil-i maksûda tarîk-i talebi

Enbiyâdan kime sen tek bu müyesserdir kim
Âdem'e vech-i mubâhât ola izz ü nesebi

Halef-i mu'teber-i Âdem ü Havvâ sensin
Ce'alallahu fidâen leke ümmî ve ebî

Yâ Nebî kılma Fuzûlî'ni kapından mahrûm
Afv kıl vâr ise dergâhda terk-i edebi

Bu ikinci kayıt da yine bir zikir meclisinden. Hâfız Âsım Bey, yine Âsitâne-i Hazret-i Nûreddîn Cerrâhî'de, Muzaffer Efendi Hazretlerinin riyâsetindeki bir zikrullah esnâsında Lâmekânî Hüseyin Efendi'nin meşhûr nutkununun şu ilk beytini kasîde olarak okuyor.

Pâk eyle gönül çeşmesin tâ durulunca
Dik tut gözün gönlüne gönlün göz olunca

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön