Hâfız İsmail Hakkı Başeski Hocaefendi

18 Ekim 2016 tarihinde yayınlanmıştır.

İlim
İsmail Başeski Hocaefendi
14 Kasım 1882 - 4 Nisan 1942

Hocaefendi'nin babası, Şeyhzâde lakabı ile tanınan Muhammed Na'îm Efendi, 1262 senesinde Kayseri'nin İncesu kazâsında dünyâya gelmişdir.H ıfzını orada ikmâl edip Kayseri'de Arabî okudukdan sonra 1284 senesinde İstanbul'a gelmişdir. Fâtih Bahr-i Sefîd Tetimme-i Sâlis Medresesine girerek 1303 senesinde icâzet alarak me'zûn olmuşdur. Hocalığı meslek edinerek birçok talabe yetiştirmiş ve 1325 senesinde Hakk'a yürümüşdür. Eyüp'deki Kalenderhâne caddesindeki Rıfâî Dergahında medfûndur. Rahmetullahi aleyhi ve rahmeten vâsia.

İsmail Hakkı Başeski Hocaefendi, 14 Kasım 1882 tarihinde, Eyüp'de dünyâya gelmişdir...İyi bir tahsîl gören, İsmail Hakkı Başeski Hocaefendi, Osmanlı'nın son devrinde yetişmiş mümtâz şahsiyetlerdendir...Hem hâfız, hem âlim, hem mûsıkîşinâs hem hattat hem de pek zarîf bir "İstanbul Efendisi"dir...Bir müddet Meşîhat Dâiresi Arşivinde vazîfe yapan Hocaefendi, Bakırköy Çarşı Camii diye bilinen Kara Derviş Ağa Câmi-i Şerîfinde imâmet vazîfesi ile birlikde Bakırköy Müftüsü olarak da görev yapmışdır...Vaktiyle Bakırköy Müftülüğü de bu câmi-i şerîfin içinde imiş.

Hocaefendi'nin kendi el yazısı ile notlar aldığı
husûsî defterinden bir sayfa


MÛSIKÎŞİNÂSLIĞI

Kıymetli bir mûsıkîşinâs olan İsmail Hakkı Başeski Hocaefendi'nin mûsıkî hocası, Zekâî Dede'nin oğlu ve en kıymetli talebesi Hâfız ve Reisülkurrâ Ahmed Irsoy Efendi'dir. Bu zât hakkında daha önce uzun bir yazı yazdığımız için burada sözü kısa keseceğiz. Ancak burada zikretmem gereken husus şudur ki, Zekâîzâde Ahmed Efendi'nin unutulmuş iki eseri, talebesi İsmail Hakkı Bey ve oğlu Râgıp Bey sâyesinde gün yüzüne çıkmış oldu. O besteler hakkında kaleme aldığımız yazılara ve ses kayıtlarına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.

N'oldun ağlarsın gönül
Mersiye-i Cenâb-ı Fâtıma

İsmail Hakkı Başeski Hocaefendi, Muzaffer Efendi Hazretlerinin de mûsıkî hocasıdır. 1930'ların sonuna doğru Muzaffer Efendi Hazretleri henüz pek genç bir müezzin olarak Bayezid Cami-i Şerîfinde vazîfe yaparken, İsmail Hakkı Bey, sesinin güzelliğini, okuyuş tavrını ve mûsıkîye isti'dâdını farkederek kendisine mûsıkî meşk etmeyi arzu etmişdir. Efendi Hazretleri otobiyografisinde Hocaefendi ile münâsebetini şöyle anlatıyor :
"Bayezid Camii'nde vazîfe yaparken Bakırköy Müftüsü Hâfız İsmâil Hakkı Efendi ile tanıştım.  Zekâî Dede'nin mahdûmu Eyüplü Hâfız Ahmed Bey'in talebesi olan bu zât benim sesimi ve tavrımı çok beğendi ve bana birçok ilâhi, durak, mersiye gibi dînî mûsıkî eserleri ta'lîm etti. İsmâil Hakkı Efendi bana o kadar düşkündü ki, beni yakın akrabasından, Gülsüm Hanım ile evlendirdi. Böylece onun âilesine dâhil oldum."
Yıllarca baba-oğul gibi devâm eden bu hoca-talebe münâsebeti sâyesinde Muzaffer Efendi Hazretleri de Zekâî Dede'nin meşk silsilesine dâhil olarak İsmail Hakkı Bey'den yüzlerce nâdir eser öğrenmişdir.

İsmail Hakkı Başeski Hocaefendi'nin diğer bir husûsiyeti de bugün maalesef unutulmuş olan "Enderûn Usûlü Terâvih"e de bi-hakkın vâkıf olmasıdır. Hocaefendi yıllarca bu usûlde namaz kıldırmışdır.
Hocaefendi'nin hat icâzeti
(Ender Yolaç Beyefendinin Arşivinden)

HATTATLIĞI

Hocaefendi icâzeli bir hattatdır. Yukarıdaki levhada gördüğünüz icâzet, O'nun hat icâzetidir. Bu icâzeti üç ayrı üstâd imzalamış.

* Hâfız Muhammed Zekâî el-Mevlevî (İbrahim Zühdi Efendi’nin talebesi)
* Osman Hilmi Efendi
* Muhammed Celaleddin el-Nakşibendi (İbrahim Zühdi Efendi’nin talebesi)


Yazıya gelince; besmele ile başlayan bu kıtada önce şu hadis yazılmış;

Kalennebiyyü sallallahu aleyhi vesellem
İkraü’l Kur’ân bil huzni fe innehû nezele bil huzni
Sadaka Habîbullah

“Kur’ân’ı hüzünlü okuyun çünkü o hüzn ile nâzil olmuşdur.”

Bu hadîs-i şerifin altında da şu kelâm-ı kibâr yazılıdır :

“Şifâu’l-cân kırâati’l-Kur’ân”
“Kur’ân okumak câna şifadır”

İsmail Hakkı Bey merhum hâfız olmak münasebetiyle bu ibâre pek de münâsib olmuş.

ÇOCUKLARI

İsmail Hakkı Başeski Hocaefendi'nin üç evlâdından biri yakînen tanıdığımız ve daha önce hakkında nâçizâne bir yazı da kaleme aldığımız Râgıp Başeski Hocaefendi'dir. Râgıp Bey de tıpkı babası gibi tam bir İstanbul beyefendisi olup son derece zarîf, hoşsohbet ve âlîcenâb bir zât idi.

Hocaefendi'nin diğer evlâdı Bedrünnisâ Hanım da sâlihâtdan olup Mehmed Zâhid Kotku Hocaefendi ile Gönenli Mehmed Efendi Hazretlerinden feyzyâb olmuşdur. Yıllarca etrâfını tenvîr eden bu nûrânî insan 2008 senesinde Hakk'a yürümüşdür.

Hocaefendinin üçünce evlâdı, maalesef çok küçük yaşda vefât etmişdir.


İRTİHÂLİ VE KABR-İ ŞERÎFİ

4 Nisan 1942 tarihinde Hakk'a yürüyen Hocaefendi Bakırköy kabristanında yukarıda görülen kabr-i şerîfde defîn-hâk-i ıtırnâk olmuşlardır. Hemen ayakucunda da âile-i muhteremesi Âişe Hânım ile iki kıymetli evlâdı medfûnîn olmuşlardır.

Muzaffer Efendi Hazretleri anlatmışlardı, Hocaefendi Hakk'a yürüdüğünde annesi hayatta imiş.Tabii anne yüreği evlâd acısına dayanabilir mi, günlerce "Aaah evlâdım! Sıra bendeydi" diyerek ağlayıp inlemiş.


Cümlesinin rûhları şâd olsun.
Hocaefendi'nin vazîfe yaptığı Bakırköy Çarşı Camii'nin eski bir fotoğrafı

ARZ-I TEŞŞEKKÜR

Bu yazıyı yazarken bi-hamdillah birçok yardım aldım. Fakîr'e teveccüh ederek yardımlarını esirgemeyen Hocaefendi'nin hat icâzetinin fotoğrafını lutfeden Bedrünnisâ Hanım'ın mahdûmu Ender Yolaç Beyefendi'ye, Hocaefendi'nin bilinen tek fotoğrafını bize ulaştıran ve bize çok kıymetli bilgiler lutfeden Vâhide Yener Hanımefendi'ye, Hocaefendi'nin el yazısı notlarını ihtivâ eden husûsî defterinin fotoğraflarını lutfeden Abdullah Akın Beyefendi kardeşime şükrânlarımı arzederim.
Listeye geri dön