13 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Vaktiyle büyük bir mürşid, içinde bir çok bendegânının da bulunduğu kalabalık bir cemaate hitâb etmek için kürsüye çıkmış ve konuşmaya başlamış. Hazret, hakâik-i kur`âniyyeden ve me'ârif-i ilâhiyyeden bahsettikçe dinleyenlerden bir kısmı cezbe-i ilâhî ile "Allah" diyerek sayha vurmuş, bazıları aşk-ı ilâhî ile feryâd u figân etmiş, bazıları vahdet neşvesiyle vecde gelmiş, bazıları da mest ü hayrân olarak kendilerinden geçmişler. Hazret konuşmaya devâm ederken, bir ara dışarıdan sarhoş nârâları ve bir takım bağırışlar çağırışlar duyulmuş. Meğerse o civarda işret meclisleri ile meşhûr olan bir adam varmış. O da, o gece arkadaşları ile birlikde evinde âlem yapıyormuş. İşte o işret meclisinden gelen sesler tâ Hazret'in meclisine kadar ulaşmış. O veliyyullah, bu seslere hiç aldırmadan aynı aşk ve şevk ile konuşmasına devam etmiş fakat bazı dervîşlerin huzûru bozulmuş, canları sıkılmış. Hattâ cemaatin içinde homurdanmalar başlamış. "Gidip şu adamın evini başına yıkalım" diyenler olmuş. Hazret, dervîşlerin bu sözlerini duyunca, sohbetine ara verip cemaate şöyle seslenmiş :
Fesübhânallah! Onlar bâtıl ile meşgûl oldukları için sizdeki hakkı hiç duymadılar, hiç hissetmediler. Bunda da şaşılacak bir şey yok. Fakat siz hakkı bu kadar ayan beyan duyup gördüğünüz halde onlardaki bâtılı nasıl duydunuz, nasıl hissettiniz? Biliniz ki bunun sebebi, sizin kendinizi hakka, bâtılı hiç duymayacak ve hissetmeyecek şekilde, vermemenizdir!
Hazret'in bu sözü üzerine meclisde büyük bir feryâd kopmuş. Dervîşler, az evvel düşündüklerine ve söylediklerine bin pişmân olarak yüksek sesle ağlayıp âh u zâr etmişler. Hazret de başka bir şey söylememiş ve meclis dağılmış.
Ertesi gün, hiç kimsenin akıl erdiremediği bir şey olmuş. Yıllarca sayısız işret meclisleri tertîb ederek ömrünü "vur patlasın çal oynasın" diyerek gafletle geçirmiş olan o adam, görünüşde hiç bir sebeb yokken, ansızın o veliyyulaha gelerek tövbekâr olmuş!
İşte bu, "وَقُلْ جَاء الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا / Ve kul câel hakku ve zehekal bâtılu innel bâtıle kâne zehûkâ" âyet-i kerîmesinin sırlarından bir sırdır ki şerhi kitaplara sığmaz.
Bâtıl demem eşyâyı izhârın da ızmârın da hak
Künh-i kemâl cennetle nâr nûrun da hak nârın da hak