1 Haziran 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük velîlerden Ebû Said Ebu'l-Hayr Hazretleri, "Bir şey ki Hakk için değildir, hiçdir. Bir kimse ki Hakk için değildir, o da hiçdir" buyurmuşdur. Bunu biraz açalım. "Bir şey ki Hakk için değildir, hiçdir" demek, Allah için yapılmayan işlerden hiç bir fayda gelmez demekdir. Zîrâ Allah yalnız ihlâs ile yapılan amelleri kabûl eder. Öyleyse her işi Allah için yapacağız. Yapdığımız işlerin karşılığında maddî ya da manevî bir menfaat beklemeyeceğiz. Amellerimizi ne cennet arzusuyla, ne de cehennem korkusuyla yapacağız, sırf Allah rızâsı için yapacağız. İbâdetimiz, tâatimiz, hattâ oturmamız, kalkmamız, yememiz, içmemiz dahi Allah için olacak. Bakınız, Hakk Teâlâ Kitâb-ı Kerîminde nasıl fermân buyuruyor :
Ma'nâsı şu, "De ki, benim namazım da, ibadetlerim de, hayâtım da, memâtım da hakikâten hep Allah içindir". Bu âyet-i kerîmede kaç türlü tekid var. İnne bir tekid, salât ile nüsükün ayrı ayrı zikredilmesi ayrı bir tekid, hayât ile memâtın bir arada zikredilmesi de bir başka tekid. Doğrudan doğruya ismullahın zikredilmesi ise en büyük tekid. Bu âyet-i kerîmeden anlıyoruz ki, yalnız namazımız ve ibâdetlerimiz değil her işimiz Allah için olacak yani her işimiz ihlâslı olacak. Ve bu ihlâs devamlı olacak, hiç munkati olmayacak, ölünceye kadar devâm edecek, her ânda, her yerde, her işde olacak. Yalnız işlerimizde mi? Hayır, aynı zamanda niyetimizde ve muhabbetimizde de ihlâs olacak. Yani kalbimizden geçenler de, isteklerimiz de, sevgimiz de hep Allah için olacak. Allah için seveceğiz, Allah için sevmeyeceğiz. Zîrâ niyet ve muhabbet, kalbin amelidir.
İşlerimiz Allah için olmazsa, niyetlerimiz hâlis olmazsa, muhabbetimiz Hakk için olmazsa, hiçiz demekdir. Yani yaşadığımız hayâtın hiç kıymeti olmaz, boşa nefes tüketmiş oluruz, ömrümüzü hebâ etmiş oluruz. "Bir kimse ki Hakk için değildir, o hiçdir" sözünün ma'nâsı da budur.