Hakk'ı Bilmekdeki İdrâkin Aczi Hakk'ı Bilmekdir

26 Haziran 2021 tarihinde yayınlanmıştır.

Muzaffer Efendi

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri marifetullaha dâir bir sohbetlerinde buyurdular ki :

Meselâ Cenâb-ı Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, "Sübhâneke mâ 'arafnâke hakka ma'rifetike yâ ma'rûf" demiş, "Ey ma''ûf olan Allah, seni hakkıyla bilemedik" diyor. Bâyezid'e geliyoruz, "Sübhâne mâ a'zamü şânî" diyor, Cüneyd, "Leyse fî cübbeti sivâllah, cübbemin altında Hakk'dan gayrı yok" diyor. Onların kapları dardır, kap dar olunca, fazla su koydunmu içersine, hemen taşar. Resûl-i Ekrem nâmütenâhî bir deryâdır, oraya ne kadar tecellî olsa doymaz ve taşmaz. Onun için Hakk'ı bilmekdeki idrâkin aczi Hakk'ı bilmekdir. Çünkü bizim bildiğimiz, aklımıza verilen, akl-ı meâşa verilen şeydir ki, onunla bile anlaşılmaz, ancak akl-ı meâd bazı şeyleri, esrârı kavrayabilir. İşte onun için Kur`ân-ı Kerîm'e bakılırsa, âyât-ı âfâkiyye var. İşte dağ nasıl kaldırılmış, deve nasıl halk olunmuş, semâ nasıl yüceltilmiş, arz nasıl döşenmiş filan. Bu işte akl-ı meâşa hitâb ediyor. O da at gibidir, adamı suyun kenarına kadar götürür, denizin kenarına kadar, ileri olmaz. Ondan sonra gemi lazım, atla beraber gemiye binmek lâzımdır. Yoksa orda kalır adam, ileri gidemez.
Balıklar demişler ki büyük balığa, "Yâhu deniz varmış, bu deniz nerdedir" demişler. Büyük balık demiş ki küçük balıklara, "Denizden hâriç bir yere çıkarsak ordan denizi görebiliriz" demiş, "içindeyken görülmez" demiş.

Şems-i Tebrîzî Hazretleri, Hazret-i Mevlânâ ile ilk defa karşılaşdıklarında, O'nun irfânını ölçmek için bir soru sormuş, "Muhammed aleyhisselâm mı daha büyük, yoksa Bayezid-i Bestâmî mi?" demiş. Hazret-i Mevlânâ, "Elbette Muhammed aleyhisselâm büyükdür" deyince Şems, "Peki ama Hazret-i Peygamber, 'Ben seni hakkıyla bilemedim' diyor halbuki Bayezid, 'Benim şânım pek yücedir' diyor. Bu nasıl olur?" deyince Hazret-i Mevlânâ yukarıdaki cevâbı vermişdir. Şems, Hazret-i Mevlânâ'nın âlim olduğu kadar ârif de olduğunu bu cevâbından anlamış ve onunla hemdem olmaya o vakit karar vermişdir.

Açıldı hazîne-i dürr-i hakâyık
Benim 'aklım bilim hep şaşa geldi
Ki gayret eyleyüp vardım ileri
Benim varmam ana temâşâ geldi
Ki bir câm sundu bana sırr-ı vahdet
Ne söyler bu dilim serhôşa geldi
Ki yokdur söylemekde hîç mecâlim
Yanup hep varlığım ataşa geldi
www.muzafferozak.com

Listeye geri dön