6 Nisan 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Sana iki kalb verilmedi, sînende tek bir kalb var. O, bir şeyle dolunca ona ikincisi sığmaz. Cenâb-ı Hakk, Kur`ân-ı Kerîm'de, "مَا جَعَلَ اللّٰهُ لِرَجُلٍ مِنْ قَلْبَيْنِ ف۪ي جَوْفِه۪ۚ Allah insanın sînesinde iki kalb yaratmamışdır" buyurmuşdur. Bir kalb ki, hem Hakk'ı hem de halkı sever, o, sıhhat bulamaz. Bir kalb ki, içinde hem dünyâ sevgisini hem de âhiret sevgisini tutmak ister, o da sıhhat bulamaz. Ancak kalb Hakk sevgisi ile dolar da dış yüzünü halka çevirirse o başka. Yani muhabbetullah ile dolan kalbin, halkın iyiliği için, merhametle halka yönelmesi ve onlarla ülfet etmesi câizdir.
Hakk'ı seven, başkasını sevemez, Hakk sevdirmez, zâtından gayrı şeylerin sevgilerini onun kalbinden çıkarır. Bir kulun kalbinde Hakk sevgisi yerleşirse, başka sevgiler kendiliğinden çıkar, gider. Hakk Teâlâ sevgisini kulun bütün varlığına içirir. Artık o kulun içi-dışı hep O'nunla meşgûl olur, sûreti de, ma'nâsı da dâimâ O’nunla berâber olur. Allah, onu kendi zâtı için hazırlar, 'âdetlerden kurtarır, ma'mûr yurdundan çıkarır. İşte asıl muhabbet bundan sonra başlar.