21 Şubat 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Bu âyetin mâ'nâsı, "Bizim zikrimiz olan Kur`ân'dan ya da Habîbim Muhammed Mustafâ'dan her kim yüz çevirirse biz ona dünyâ hayâtını dar ederiz" demekdir. Allah'sız bir gönül, muhabbetsiz ve Muhammed'siz bir kalb için dünyâ hayâtı zehir olur. İsterse dünyânın bir ucundan öbür ucuna kadar hükmetsin hiç bir şeyden zevk duyamaz, lezzet alamaz. Zevk ve lezzet ancak Muhammed aleyhisselam iledir.
"مَعِيشَةً ضَنكًا ma'işeten dankâ" demek "kalbi dar olur" demekdir. Çünkü kalbin genişliği ve safâsı islâmdadır, îmândadır, îkândadır, ihsândadır. Önce islâm gelir. İslâm lisânen "Lâilâheillallah Muhammedürresûlullah" demekle olur. Sonra bunun ma'nâsı kalbe iner ki buna da îmân denir. Îmânın nûru ziyâdeleşince îmân kalbde kökleşir ki buna da îkân denir. Îkândan sonra da ihsân gelir.
Dînlenen dinlenir, dinsiz kalb dinlenemez! Dînsiz kalbin başı hiç rahat etmez. Milyonlara mâlik olan kişiler var ki bunlar her şeyden zevk alacağım derken hiç bir şeyden tatmîn olamıyorlar ve nihâyet intihâr ediyorlar. Neden? Çünkü kalbleri Allah'sız.
Îmânsızlar daha bu âlemden azâba dûçâr olurlar. Her kim ki Kur`ân'dan iğrâz eder, hem dünyâda rahat edemez, hem de âhiret felâketlerine uğrar. Hazret-i Muhammed'den her kim yüz çevirirse, ona hem dünyâda bir rahatlık yokdur, hem de âhiretde hüsrâna uğrayacakdır.
Allah sana iki büyük nûr vermişdir. Dâimâ genç ve dinç olan Kur`ân-ı Mübîn senin düstûrun, Hazret-i Muhammed de senin önderindir. Bunlardan ayrılma ki bu yolun sonu mutlakâ Hakk rızâsına çıkar, Allah'ın cennetine çıkar, Allah'ın cemâline çıkar.