Haklar ve Vazîfeler - Mehmed Zâhid Kotku

20 Haziran 2020 tarihinde yayınlanmıştır.

Hukuk
Mehmed Zâhid Kotku Hazretleri, bu güzel eserinde, başda Allah ve Peygamber hakları olmak üzere, ana-baba hakları, hoca hakları, karı-koca hakları, evlad hakları, akrabâ hakları, misâfir ve komşu hakları, devlet, millet ve memleket hakları, hayvan hakları gibi her müslümanın çok iyi bilmesi gereken meseleleri ele almış ve kendisine has o samîmî uslûbuyla sanki sohbet eder gibi yazmışdır. Eseri okurken sanki Hazret karşınızda oturmuş da size hitâb ediyormuş gibi hissedeceksiniz.

Müellif, bu feyizli eserinde, her konuyu âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîflerle aydınlatmış, bununla da yetinmemiş, okuyucunun bilgisini ilme'l-yakîn seviyesinden ayne'l-yakîn mertebesine yükseltmek için, eserini ibretli hikâyeler, hoş misâller ve  güzel nasîhatlarla süslemiş ve zenginleştirmişdir.

Önemli bir kısmı ana-baba haklarına ayrıldığı için vaktiyle "Ana Baba Hakları" başlığıyla yayınlanan bu kıymetli eseri, hepinize harâretle tavsiye ediyorum. Hem kendiniz okuyunuz, hem de âile ferdlerinize ve yakınlarınıza okutunuz.

Bu kıymetli eserin muhtevâsı hakkında sizlere daha iyi bir fikir vermek üzere, kitabın mukaddimesini de buraya kaydetmeyi faydalı gördüm :


MUKADDİME
Bu dünyaya gelen herkesin vakti gelince gitmesi mukarrerdir. Dünya, ahiretin bir yoludur. Cennete de, cehenneme de yol buradan geçer. Âhiret denilen âlemde bu dünyada yaptıklarımızın hesabı görülünce, kara yüzlü günahkârlardan olup cehenneme sürüklenmek ne kadar acıdır. Bunun sebebi de Allahu Teâlâ'nın emirlerine uymamak, yasaklarından kaçmamaktır. 
Malûmdur ki, birçok kusur ve günahlar bilinmediğinden yapılmaktadır. Bunlar bilinirse, her halde insanoğlu yapmamaya çalışacaktır. Bilindiği halde yapılan günahın cezası bir ise, bilinmeden yapılan günahın cezası iki misli olacaktır. Birisi öğrenmediği için, birisi de günah işlediği içindir. Onun için her halde hayırları, şerleri, günahları öğrenmek kendi menfaatimizin iktizasıdır.
İşte öğrenilmesi menfaatimiz icabı olan hayırlardan birisi de ana ve babaya daima iyilik, ihsan, ikram ile birlikte; öldükten sonra da onları unutmayıp daima hayırla yâd etmek ve onlar için hayırlar yapmak. Meselâ onların namına sadakalar vermek, Kur’an okumak, tevhid çekmek, hac ve umre yapıvermek veya yaptırmak, nafile namazlar kılıp onların ruhlarına hediye etmek suretiyle de onları sevindirmek bizlere düşen vazifelerin başında gelmektedir. Cenâb-ı Hakk’tan cümlemize tevfik ve hidayetler diler, olgun, kâmil müslüman olmamızı yine Hakk Sübhânehû ve Teâlâ'dan dilerim.
İmam-ı Buhâri’nin, Abdullah b. Amr b. El-Âs (R.A.)’dan bu hususta rivayet ettiği hadîsi sizlere de duyurmayı vazife saymaktayız. Çünkü duyulmasında çok, hem de çok faideler vardır. Hadîs-i şerif meâlen şöyledir :
Büyük günah olarak Allah’a şirk koşmak, vâlideyne asi olmak, adam öldürmek, bir de yalan yere yemin etmek, diye dört büyük günah sayılmıştır. Burada valideyne asi olmanın, Allah Teâlâ’ya şirk koşmak, adam öldürmek ve yalan yere yemin edip başkalarının hakkına tecavüz edenlerle beraber zikredilmesi de tabiî çok manalıdır. Adam öldürmek cinayetlerin en büyüğü olduğu gibi bunu işleyenlerin de cehennemlik olacağını bilmeyen yoktur zannederim. Nisa sûresinin 93. âyetini iyi oku. Bir mümini kasten, bile bile öldürmek kolay, alt tarafı bir kurşuna dayanır. Fakat sonra ebediyen cehennemde yanmak kolay mı? Bir de üstelik Hakk'ın gadâbına ve lanetine müstehâk olmak, nihayet büyük bir azapla karşılaşmak acaba ne demektir. İşte bunları düşünmeden aklına düşeni hemen yapıvermek, şuursuzluğun yani akılsızlığın alâmetlerindendir. İnsan her halde kâfir de olsa bir cana kolayca kıyamaz.
Binâenaleyh ana ve babaya asi olmak ve onları incitmek, rahatsız etmek, dinsiz müşrikle, adam öldüren katilin arasına sokulmuş ve bu suretle ana ve babaya isyan edenlerin katiller gibi ağır cezaya çarptırılacakları hissi verilmiştir.  
Öyleyse ey aziz ve muhterem kardeşim! Sen onların kadr ü kıymetlerini iyi bil de sakın onları darıltma. Ne onlara küs ne de onları küstür. Eğer dünyada ve âhirette rahat etmek istiyorsan bundan başka çare yoktur. İnsana yaraşan daima büyüklerinin sözlerini ve nasihatlerini dinlemek ve Hakk’ın emir ve fermanlarına boyun bükmektir.
İslâm âdet ve an’anesine, emir ve nehiylerine itaat etmeye ve Peygamberimizin sünnetlerine riayetkâr olarak yaşamamıza vesile olan eserleri yadigâr bırakan ulemamıza karşı ne gibi bir hizmet edebiliyoruz? Hiç olmazsa onların ruhlarına fatihalar hediye ederek ve onların bıraktıkları, o canım ve güzel eserlerin yanına, bizler de güzel ve kıymetli eserler ekleyerek, gelecek nesle yadigâr bırakmamız lâzım gelmez mi dersiniz?  
Bugün genç yavrularımızdan hem ricâ, hem de onlara ufak bir hediye olarak hazırlanan bu kitabı güzelce okuyarak, ana ve babalarına karşı hürmetkâr ve mutî olmalarını tavsiye eder ve Cenâb-ı Hakk’tan da muvaffakiyetler ihsân buyurmasını fazl-u kereminden dileriz.
Peder ü mâdere eyle merhamet
Hilm ü sabır güzel bir büyük devlet
Bağla hil'at içün kemer-i himmet
Bu dâr-ı dünyâda incitme cânı
Listeye geri dön