Halı Dövmek

Yaşı müsâid olanlar bilir, eskiden halı dövmek diye bir şey vardı. Halıyı balkon demirinden yâhud bir ipden sarkıtırlar, sonra resimde gördüğünüz halı dövme teli ile halıyı döverlerdi. Her vuruşda halıdan tozlar çıkar, en nihâyet halının içinde birikmiş olan toz toprak tamâmen dışarı atılınca halı temizlenmiş olurdu. İbtidâî bir usûldü ama işe yarardı.

Tasavvufî terbiye esnâsında mürşidin sâliki zaman zaman azarlaması, bazen ona sertçe çıkışması, bir nevi halı dövmek gibidir. Nasıl ki halıyı dövmekden maksad, halıya zarar vermek, onu yıpratmak, parçalamak değil, onu temizlemekse, sâlike karşı mürşidin gösterdiği celâl de sâliki hırpalamak için değil, ondaki kötü sıfatları ortadan kaldırmak ve enâniyyet tozlarından, mâsivâ kirlerinden onu arındırmak içindir. Mübtedîler yani yola henüz girmiş olanlar, henüz nefs-i emmârelerinin tesîri altında olduklarından, mürşidin çıkışlarını kolay kolay hazmedemezler, kendilerince yalan yanlış hükümler verirler. Kimisi, "Ben bunu hak etmedim" der, darılır. Kimisi, "Bu adam beni sevmiyor" der, gücenir. Kimisi, "Bu adam ne acımasız, ne gaddar bir adam, böyle mürşid mi olur" der, çekip gider. Hiç şunu düşünemez ki, nefs-i emmâre kirleri ve enâniyyet tozları, öyle öperek, okşayarak çıkmaz insandan. Yeri geldiğinde sâliki usûlünce silkelemek yâhud öbür tülü okşamak lâzımdır.