Halvetdeki Lezzet
20 Ocak 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Hazret-i Pîr'in uzun halvetleri var. Halvetiyyenin pîri olan Ömer el-Halvetî'nin kırk eba'îni var. Yani kırk kere kırk. Zevkini alanlar, hiç bırakmaz diyorlar. Üç gün sıkıntısı var. Üç günden sonra duvarlar filan kalkar, görürsün etrâfı.
Çok bilmişin birisi, "Halvete girene bir de yardımcı lâzım" deyince, Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Yoo, niye yardımcı lâzım olsun. Bilakis hiç yardım etmezler. Eğer tekkede kalırsa, bir dervîş iftarda yiyeceğini getirir, o kadar. Eğer cigara yâhud kahve içiyorsan, dışarıya çıkmana müsâade ederler, Yatsı'ya kadar. Yani Akşam'la Yatsı arası dışarı çıkarsın, bir kahve içersin filan, o kadar.
Abdurrahmân Efendi Hazretleri, burada Abdüsselâm Şeybânî var, onu halvete koymuş bizde. Kırk gün hiç açmamış kapısını. Yemek de vermemiş, su da vermemiş. Yaaa! Kırk gün! Ne ekmek vermiş, ne su vermiş, ne kapısını açmış. Kırkıncı gün gelmişler, kapıyı çalmışlar, ses yok içeride. Demişler, "Eyvah! Arap öldü gâlibâ" demişler. Kırk gün yaaa! Kapıyı çalmışlar, ses yok. "Eyvah" demişler, "Arap öldü içerde". Abdüsselâm Şeybânî Hazretleri. Sonra bir daha çalmış, gene ses yok. Üçüncü sefer bir daha çalmış, "Lebbeyk" demiş kapıyı açmış, dışarı çıkmış. Demiş, "Yâ Şeyh, ilk çaldığınız vakitde arşı tavâf ediyordum, ikinci çaldığınızda kürsüyü, üçüncüde geldim" demiş. Yaaa!
Abdüsselâm Şeybânî. Kabr-i münevverleri burada. Yakûb Ağa Camisinin sokağında. Otelin olduğu yer tekkesi. Türbesi filan oradaydı, onun üzerine yapdılar.
Tarîk-i Sa'diyye'den olduğu halde bir Halvetî dergâhında halvete giren bu zât-ı akdesin ibretli hikâyesini şuradan okuyabilirsiniz.
Tehallî kıl serâ-yı hâs olan kalbi ta'allukdan
Tecellî-i Hudâ ızhâr olur sôfî bu halvetden