Hançerli Bey'in İlmi

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri anlatmışlardı :

2.Sultan Mahmud zamânında Hançerli Bey adında, İslâm'ın şerî'at ve şerâitini,  Arap lisânının bedi', beyân ve gavâmızını hakkıyla bilen, âyetlerin tefsîrine ve hadîs-i şerîflerin şerhlerine vâkıf, Ulah beylerinden bir hıristiyan varmış. Keçecizâde İzzet Molla, bu zât ile sık sık görüşür ve kendisiyle ilmî mübâheselerde bulunurmuş. Bir gün yine böyle ilmî bir mübâhese ve münâzaraya başlamışlar. Hançerli Bey, "Kâdî Hâşiyesi Şahab'da şu âyet-i kerîme şöyle tefsîr olunmuşdur. Buhârî-i Şerîf Şerhi Kirmânî'de şu hadîs-i şerîf şöyle şerhedildiği hâlde Kastalânî'de şu ma'lûmât ve îzâhât vardır" diye fikir beyânında bulununca, İzzet Molla ile o meclisde hâzır bulunan sarığı iri ve fakat ilmi kıt birisi şaşırıp kalmış. İzzet Molla ile Hançerli Bey'in konağından çıkdıklarında, üzerinde sûretâ ilmî kisve ve kıyâfet bulunan o zavallı, "Molla Efendi, bu ne büyük bir âlim! Hayret, bu kadar ilmiyle nasıl oluyor da müslüman olmuyor?" deyince İzzet Molla dayanamamış ve taşı gediğine koyuvermiş, "Senin bu kadar cehlinle kâfir olmadığın gibi" demiş.

www.muzafferozak.com