Hangi Mal Daha Hayırlı?

Ashâb-ı kirâmdan Sevbân radıyallahu anh diyor ki : 

"وَالَّذ۪ينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنْفِقُونَهَا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِۙ فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَل۪يمٍۙ" âyet-i kerîmesi nâzil olduğu sırada, biz Resûlullah ile beraber bir seyahatde bulunuyorduk. Ashâbdan bir kısmı dediler ki : "Altın ve gümüş hakkında, Allah'ın ne inzâl etdiğini öğrendik. Keşke hangi mal daha hayırlıdır onu da bilsek de ondan edinsek" dediler. Bunun üzerine Resûlullah buyurdu ki : "En fazîletlisi, zikreden bir dil, şükreden bir kalb ve kişiye dîninde yardımcı olan îmânlı bir eşdir".

Ashâbın sorusuna Peygamberimizin verdiği cevâb ne kadar manidâr değil mi? Onlar maldan soruyorlar, Hazret-i Peygamber bambaşka bir tavsiyede bulunuyor onlara. Zikri ve şükrü tavsiye ediyor ashâbına, bir de îmânlı eş. Bu üçü her şeyden kıymetliymiş demek ki. Dilinde zikir, kalbinde şükür ve Allah yolunda kendisine destek olan bir eşi varsa insanın, en bahtiyar insan odur, bunu anlıyoruz bu hadîs-i şerîfden.

Yeri gelmişken söyleyelim, âyet-i celîlede yalnız altınla gümüşün zikredilmesinin sebeb-i hikmeti şu. O gün para denilince bu ikisi akla gelirdi. Dünyânın her tarafında geçerli olan paralar, altın ve gümüş paralardı o zamanlar. Hoş bugün de büyük ölçüde böyledir bu. Çünkü değeri düşmeyen, yanmayan, yıpranmayan iki kıymetli madendir bunlar. Bu itibarla altın ve gümüş biriktirmekden murâd, servet toplamak, mal yığmak demekdir. İlle de altın ve gümüş olması şart değil yani.