13 Aralık 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Esrâr-ı hurûf vardır yani harflerin esrârı, sırları. Salahaddîn-i Uşşâkî Hazretlerinin bu hususda bir kitabı vardır. Gene Mısrî Niyâzî Hazretlerinin de bir kitabı vardır. Meselâ bende bir kitab var, Atatürk'ün geleceğini söylüyor. "Bir gözü sakat ve ablak oğlan" diyor. Yani sakalasız bıyıksız olduğunu söylüyor. "Âl-i Osman yıkılır yerine o kâim olur" diyor. Hâşim Baba'nın vâridâtında da var. İbn Arabî'de var, ayrıyeten Ahmed Bîcân Hazretlerinin kitabında da var. Neler var öyle.
Meselâ bundan bin yıl kadar önce yazılmış bir Kur`ân tefsîri var, içinde Bağdad'da Abdülilâh'ın katli hâdisesi var. Abdülilâh katlolundu ya, onun ismiyle beraber var. Bu esrâr-ı hurûfdan istikbâlde olacak hâdiseler sökülür, bazı esrâr-ı ilâhî öğrenilir. Onun için bazıları bununla uğraşıyor. Yoksa herkese lâzım olan bir şey değil.
Bu sohbetde bulunan bir zât, "Gaybı Allah'dan başkası bilmez" meâlindeki "Lâ ya'lemü'l-gaybe illallah" ne demek oluyor o zaman diye sorunca Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Her çalışan gaybı bilemiyor ki, Allah kime dilerse ona bildiriyor. Yani Allah bildirirse bilir demekdir.
Efendi Hazretleri Kur`ân-ı Kerîm'den isithrâc edilen bazı hâdiseleri de şöyle beyân buyurdular :
Meselâ "بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ Beldetün tayyibe", âyet-i kerîmesi İstanbul'un fethine işâretdir. İstanbul 857 senesinde feth olunmuşdur.
Yine, "وَلَقَدْ كَتَبْنَا فِي الزَّبُورِ مِنْ بَعْدِ الذِّكْرِ اَنَّ الْاَرْضَ يَرِثُهَا عِبَادِيَ الصَّالِحُونَ Ve lekad ketebnâ fi'z-zebûri min ba'diz-zikri ennel arda yerisühâ 'ibâdiye's-sâlihûn", âyet-i kerîmesi de Mısır'ın fethine işâretdir. "Ard sâlihlere miras kalır" diyor Allah. Sultan Selim'in Mısır'a giriş târihidir. Ehlullah işte böyle anlıyorlar Kur`ân-ı Kerîm'den.
Efendi Hazretleri, bu konularla ilgilenen yabancı bir âlime, ilm-i hurûfa dâir bir takım eski eserler verdiğini, o zâtın bir müddet sonra, o eserlerden yararlanarak, harflerin esrârı hakkında İngilizce bir kitap yayınladığını da söylemişlerdi.